05 Temmuz 2012

Alkali Beslenin...Kanseri Yenin!




Evet başlığın çok iddialı olduğunun farkındayım. Ancak Çin'lilerin her zaman dediği gibi, en komplike sorunların çözümleri en basit olandır.



Kanser kesinlikle bir hastalık değildir. Kanser bir uyarı sistemidir. Şimdiye kadarki yaşantımızı gözden geçirmemiz gereken bir uyarı sistemi... Beslenmemizi, iş hayatımızı, aile yaşantımızı, kendimize ve insanlara karşı davranışlarımızı, stresimizi, ve pek çok faktörü düzeltip yoluna koymamız için önümüze konulmuş bir fırsattır kendisi. Kanserin nedenlerinden %85ini stres oluşturur, beslenme vs sadece %14 içindedir.





Kanser asidik
sıvı'dır (mantar). Hücrelerin içerisine yerleşip belirli bir bölgede toplandığında
kendisini mantar hastalığı şeklinde gösterir. Kanser, Diabet, MS, Artirit, Akne,
Egzama ve diğer bütün hastalıklar ASİDOZ'DAN KAYNAKLANIR. ALKALİ HALE
GELDİĞİNİZDE HASTALIKLARINIZIN HEPSİNDEN ( %99 ) KURTULURSUNUZ











Vücuttaki
Asidik Oluşumu




Vücudumuzdaki bütün canlı hücreler atık
üretirler. Tüm besinler hücrelere vücudumuzdaki sıvılar yardımıyla taşınırlar
ve oksijen ile yanarak enerji haliine dönüşürler. Yediğimiz ne olursa olsun bir
atık ortaya çıkar. Bu atıklar idrar ve ter yoluyla atılır. Atıklar temel olarak
asidiktir. Bunun sonucunda idrarımız düşük bir pH dengesine sahip olur. Bahsi
geçen atıkların hepsini vücudun atması mümkün değildir. Yaşam ve beslenme
tarzı, besin türleri ve tüm çevresel koşullar bu atıkların oluşumunu
hızlandırır.





Atılamayan
Asidik Atıklara Ne Olur?




Bu atıklar katılaşmış atıklara dönüşürler,
örneğin; kolesterol, yağ asidi, böbrek taşı v.b gibi ve bilemeyeceğimiz şekilde
vücudun içinde her hangi bir yerde birikir ve yerleşirler. Vücuttan atılamayan
ve biriken bu asidik atıkların birikimi yaşlanma sürecini hızlandırır. Alkali
besinler ve su, asidik atıkların atılmasını kolaylaştırarak vücudumuza yardımcı
olur. 


       


İnsan vücudu çok zeki
ve yeteneklidir. Gittikçe artan asitin yaşamsal organlarımıza hasar vermesini
engellemek üzere vücudumuz savunma mekanizmalarını düzenlemeye başlar. Asidin yağ
hücreleri içinde depolandığı bilinmektedir. Bütün bunlara rağmen asit herhangi
bir organla temas edecek olursa, dokuyu içinden çürütebileceği bir delik açma
şansı da bulur. Bu durum hücrenin mutasyona uğramasına neden olabilir. Bu
asidik ortamda oksijen seviyesi düşer ve kalsiyum tüketilmeye başlar. Bu nedenle
savunma mekanizması olarak, vücudunuz gerçekte sizi aşırı asidiklikten korumak
üzere şişmanlatır/yağlandırır. Asitlerin toparlanıp paketlendiği tüm bu yağ
hücreleri ve selülit birikimleri yaşamsal organlardan güvenli uzaklıkta
tutulmaya çalışılır. Bu açıdan, şişmanlık yaşamsal organlarınızı zarar
görmekten koruyabilir.





Birçok insan artık
kendisini hiç iyi hissetmiyor. Birçokları da kendilerini soğuk algınlıkları
veya çevredeki herhangi bir mikroptan çok daha kolay etkilenir halde
buluyorlar. Bundan daha ciddi olan ise lupus, romatoid artrit, multipl skleroz,
kronik yorgunluk sendromu ve fibromiyalji sendromu gibi otoimmün
rahatsızlıklardaki artışlardır. Özellikle de genç yaşlarda...











Alkali-Asit dengesinin bozulması:




  • Vücudun
    mineral ve diğer besileri alma kapasitesini düşürür

  • Hücrelerdeki
    enerji üretimini olumsuz etkiler

  • Hasarlı
    hücrelerin onarılması kapasitesi yeteneğini düşürür

  • Vücudun
    detoks yeteneğini azaltır

  • Vücudu
    bitkin ve hastalıklara açık hale getirir






Asit Ne Yapar?





1. Atardamarların
yüzeylerini erozyona uğratıp kardiyo vasküler yapıları zayıflatır.


2. Serbest
radikallerin ve ön yaşlanmayı


3. Kilo kazanma,
diabet ve obezliğe neden olur.


4. Kollestrol
plakaların oluşmasına neden olur.


5. Kan basıncını
bozar, düzensizleştirir.


6. Kritik lipid ve yağ
asidi metabolizmasını bozar, karıştırır.


7. Hücrelere dağıtılan
oksijen miktarında azalmaya neden olur.





Asit Hangi Hastalıklara Yol Açar?





·        
Kardio
vasküler damar setliği, kalp krizi, yüksek kan basıncı


·        
Obezite


·        
MS, MD,
ALS


·        
Karaciğer,
böbrek


·        
Bunama


·        
Bağışıklık
sistemi yetersizlikleri


·        
Ostrepoz


·        
Erken
yaşlanma


·        
Erkeklerde
prostat poblemleri





Yüksek Asit Oluşturan Duygu ve Düşünceler





·        
ÖFKELENMEK


·        
KISKANÇLIK
DUYGUSU


·        
STRES


·        
KORKU VE
ENDİŞE


·        
ŞÜPHE,
KAYGI, SİNİRLİLİK


·        
ACI, KEDER


·        
UYKUSUZLUK
& AŞIRI YORGUNLUK


·        
NEFRET
DUYGUSU


·        
AŞIRI HIRS


·        
AKCİĞER
NEFESİ ALMAK


·        
HAREKETSİZLİK


·        
HUZURSUZLUK


·        
OLUMSUZ
DÜŞÜNCE


·        
GÜRÜLTÜLÜ
ORTAMDA YAŞAM


·        
SÜREKLİ
SOMURTMA, KİBİR


·        
AŞAĞILANMA,
ALINGANLIK


·        
DÜŞMANLIK


·        
UMUTSUZLUK


·        
YALNIZLIK,
İHANETE UĞRAMAK





Yüksek Alkali Oluşturan Duygu ve Düşünceler





·        
KAHKAHA
İLE GÜLMEK


·        
HUZUR DUYMAK


·        
GÜVEN,
SADAKAT, MİNNETTARLIK


·        
SEVİLMEK
& BEĞENİLMEK & AŞK


·        
NEŞELENMEK


·        
AFFETME
DUYGUSU


·        
OLUMLU
DÜŞÜNMEK


·        
DOSTLUK,
ARKADAŞLIK, KABUL GÖRME


·        
YORULMADAN
YÜRÜMEK & EGZERSİZ


·        
DİYAFRAMDAN
DERİN NEFES ALMAK


·        
NAMAZ
& İBADET, DUA ETMEK


·        
MEDİTASYON


·        
NEZAKET
& TATLI DİL & TAKDİR EDİLMEK


·        
DİNLENMEK


·        
SEVİLEN
İNSANLARLA ZAMAN GEÇİRMEK


·        
MÜZİK
DİNLEMEK & ŞARKI SÖYLEMEK


·        
DOĞAYLA,
BAHÇEYLE TOPRAKLA UĞRAŞI


·        
UMUT


·        
DUYGULARI
İFADE ETMEK, PAYLAŞMAK


·        
TENSEL
ZEVK











Alkalin Diyeti Nedir?





Sağlıklı beslenme
(diyet) sonucu vücudun pH dengesi 7.36 ile 7.44 arasında alkali seviyesinde yer
alır. Asit  oluşumuna neden olan
gıdalarla beslenme sonucu bu denge bozulur ve vücut tekrar denge sağlayacağım
derken hayati önem taşıyan bazı minerallerin (potasyum, magnezyum, kalsiyum,
sodyum) kaybı olur. Bu dengesizlik asidoza (asidik pH seviyesi) yol açar ve
asidoz da çlümle sonuçlanabilecek pek çok hastalığa neden olur.





Yediğimiz yemeklerin
pek çoğu (hazı gıdalar, fastfood, 3 beyaz, vb) asidoza neden olacak kadar fazla
asit içerir. Bunlar pH dengesini bozup kronik hastalıklara davetiye çıkarır.


Alkalin diyet yüksek
protein, yüksek yağ, ve düşük karbonhidrat diyetlerinin tam tersidir. Diyetin
nerdeyse %80i alkalin besin tüketimine ve pH dengesini kuracak derecede %20
kadarı da asitli besin yemeye dayanır.





Organik meyvelerin
çoğu alkali besinlerdir. Kalsiyum, magnezyum ve potasyum bol miktarda yeşil
sebzelerde bulunur. Alkalin diyetin en önemli faktörü düzenli ama alkali su
tüketimidir.


Organlarımız çoğu,
özellikle de böbrekler düzgün bir pH için önemli rol oynar. Bunun için ise
doğru besinlere ihtiyaç duyarlar. Asit fazlalaştığı zaman, vücut dışarıdan
alkali takviyesiyle bunu dengelemek ister. Alkali zaten kanda bulunan bir
madddedir ancak pH seviyesindeki karmaşaya kan çok fazla tolerans gösteremez, o
yzüden alkalinin alınacağı kaynak kan olamaz. En iyi alkali kaynakları iç
organlar ve dokulardır. Bunlar yeterli pH seviyesine gelebilmek için gerekli
toleransı gösterirler.





Lakin iç organlardan
ödünç alınan alkalinin biran önce telafi edilmesi gereklidir ki fazla olan asiti
vücuttan atabilelim. Eğer alkali ağırlıklı sağlıklı bir diyetiniz vars bu sorun
değildir, ama pek çoğumuz asidoza neden olak kadar sağlıksız bsleniyoruz.





Eğer telafi edilemez ve alkali dengesi
sağlanamaz ise vücut pek çok hastalığa karşı savunmasız kalır











Alkali beslenme ipuçları:


  • Tercihen organik olmak üzere
    bol bol sebze ve meyve yiyin.

  • Ara öğünlerde kendinize limonata
    yapın.

  • Alkalin iyonize edilmiş SU
    için. Günde en az 2 lt.

  • Kırmızı et yerine beyaz et yada
    balık tercih edin.

  • Zeytinyağı kullanın.

  • Alkali yönünden zengin besinler
    yiyin.

  • Fastfood’dan, 3 beyazdan,
    işlenmiş gıdalardan, GDO’lu gıdalardan, hazır meyve sularından, asit oluşmuna
    neden olan gıdalardan kaçının.


------------------------------------------------



KARBONAT ile KANSERİ YENDİ !!!



Karbonat (Baking Soda) ile pH seviyesi



Bu videoda prostat kanseri olup kemiklere metastas yapmış 4.seviyede (ölümcül) seviyede artık birşey yapamayız denen bir adamın 2 yıl önce kendi kanserini iyleştirirken bunu nasıl yaptığını açıklayan bir video izleyeceksiniz. Teşhis konulduktan sonra Sodyum bikarbonat kullanarak 5 gün içerisinde idrarındaki pH seviyesini 8 in üzerine çıkartmış...













Dikkat! 


Baking Soda diye geçen karbonat marketlerde poşet içinde satılan karbonat değildir. Onlar yemeklerde kullanım içindir. Sizin almanız gereken eczanelerde bulunan Ingiliz Karbonatı diye satılan Sodyum BiKarbonat'tır.





Karbonatın Kullanımı: Hastalık durumunda:
Her gün her öğünden yarım saat kadar önce aç karnına;
1 ortalama boyda su bardağının içine 1 tatlı kaşığı Sodyum Bikarbonat ekleyip karıştırın. Bunu günde sektirmeden 3 kez uygulayın. Bunu birkaç ay da olsa sebatla uygulamaya devam edin, ta ki vücudunuz tamamen alkali olup kanserli hücreler terkedene kadar. Vücudun alkali seviyesini aşması size hiçbir zarar vermez. Vücut gerektiğinde bunu ishal olarak atar, o yüzden hiçbir yan tesiri yoktur.





Şimdi dikkat etmeniz gereken husus. Yukarıdaki uygulama sektirmeden uygulanacak, bunu not ettik.





Sadece ilk hafta, yukarıdaki uygulamaya şunu ilave ediyoruz:
Hazırladığınız 1 bardak suyun içine 1 tatlı kaşığı karbonata ek olarak 1 çay kaşığı da bal koyuyoruz. Bal koymanın amacı kanserli hücrelere tuzak kurmak. Zira kanserli hücreler şekere bayıldığı için, onlar şeker geldi diye sevinirken karbonat onları haklayacak. 





Lakin bu 1 haftayı hiç ama hiç sektirmeden düzenli uygulamanız gerek. Çünkü gerçek bir savaşın içindeyiz ve düşmanı boş bırakmaya gelmez. Eğer bir öğün bile sektirirseniz düşman meydanı boş bulup eskisinden de çok çoğalmaya çalışacaktır. 





İlk 1 haftayı ballı şekilde tamamladıktan sonra, normal uygulamaya devam edebilirsiniz. 





pH ölçer


Eğer gidişatı kontrol altında tutmak isterseniz, size tavsiyem medikal bir ürün olan dijital pH ölçer almanızdır. Bununla her sabah düzenli çişinizin pH seviyesini ölçüp, ne kadar asidik yada alkali olduğunuzu anlayabilirsiniz. Eğer idrarınızdaki pH 7.36 ve üstüyse vücudunuz "Alkali" haldedir. Digital pH ölçer yerine pH kağıtları da satılıyor, bunu da internetten araştırıp öğrenebilirsiniz. Ama dijital olanı tercih etmenizde fayda var.Vücudunuz alkali bile çıksa siz tedbiri elden bırakmayıp uygulamaya devam edin.





Bu uygulama sadece kanserli hücreleri yok etmekle kalmayacak, reflü, gastrit, hazımsızlık, kabızlık gibi şikayetlerinizi de ortadan kaldıracak ve sağlıklı bir şekilde kilo vermenize de yarayacak.



Karbonat + Bal: Yukarıdaki videoyu seyrettiyseniz karboanatın içine Molasses denen şeker bileşiğini karıştırıyor. Bunun amacı şudur: kanserli hücreler şekeri sever. Molasses ile yapılan kansere tuzak kurmaktır. Şekere gelen kanser karbonat tarafından yok edilecektir. Molasses yerine iyi kalite halis bir bal kullanabilirsiniz.

Dikkat!


Eğer kişi suya karışmış olan karbonatın tadını diğer insanlara göre çok yadırgıyorsa, bilinmelidir ki o kişinin bedeni fasla asidik. Asit miktarı ileri derecede olan kişiler karbonatın tadını hiç beğenmezler. Normal alkali bedenler ise söylenmediği takdirde suyun içinde karbonat olduğunu farketmez bile.



Hastalık yok ise:

Vücudunuzu alkali tutmak için sabah aç karnına içtiğiniz suya bir çay kaşığı karıştırmanız yeterlidir. Diğer öğünlerden önce de almanızda sakınca yoktur, bilakis faydası olur.









------------------------------------------------







------------------------------------------------




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder