04 Ocak 2013

Çigong ve Meme Kanseri




Geleneksel Çin tıbbında meme kanseri, göğüsler üzerinden geçen karaciğer ve akciğer meridyenine bağlıdır. Dışa vurulamayan ya da çok güçlü negatif duygu birikimleri, yüksek derecede öfke ya da üzüntü olarak ortaya çıkar. Bu da kanserin oluşumuna zemin hazırlar. Kadın vücudundaki en zarif ve hassas organ olan “meme” de en belirgin hedefidir.





Batı tıbbı “meme kanseriyle savaş” adı altında bir tedavi yürütür. Medya da buna yardım eder. Amaçları kansere saldırıp yenerek hayatta kalma mücadelesini kazanmaktır. Çigong yaklaşımı ise biraz daha farklıdır ve toksinleri temizleme, duyguları dengeleme ve bağışıklık sistemini güçlendirme yoluyla kanserle mücadele etmeye odaklanır. Doğu’daki terapiler işgalcileri ilaçla öldürmeye çalışmaz; amaç daha çok vücudun geri kalan her bir hücresini iyileşmek üzere mücadele için etkin kılmaktır. Dengesizlik içe dönük olduğu için, kişi hem dönüşüm hem de iyileştirme yetisine kendisi sahiptir. Çigong, kişinin özünde olan iyileştirici gücü etkin kılmayı ve bağışıklık sistemini harekete geçirerek, hasta olan kişi ne kadar güçsüz ve çaresiz durumda olursa olsun sağlığını geri kazandırmayı hedefler.





Madam Guo Lin, Çigong sayesinde hem rahim hem de mesane kanserinden kurtulmayı başaran örnek bir kadındır. Önce rahim için bıçak altına yatar ancak iyileşemediği gibi kanser bu sefer de mesaneye yayılır. Altı ay ömür biçilen Lin bunu kabullenmez ve Taoist kökenli ailesinden gelen dürtüyle Çigong yapmaya karar verir. Düzenli ve kararlı Çigong çalışmaları sonucunda altı ay içinde kendini tamamen iyileştirir.





Bu mucizevi sonuçtan ilham alarak kendi Çigong kanser deneyimini paylaşmaya ve öğretmeye başlar. Kullandığı Çigong tekniği, vücuda daha fazla oksijen sağlamak ve toksinlerden arınma üzerine kuruludur. Bu egzersizler, kanserin düşmanı olan oksijen sayesinde diğer tüm kanser hastaları üzerinde etkili olmuş ve büyük ölçüde iyileşme sağlanmıştır. Çigong bu sayede pek çok klinikte pratisyenler tarafından kullanılmaya başlanmıştır.





Nefes alabildiğiniz sürece Çigong ile kendinizi tedavi etmeniz son derece basit. İnsanların pek çoğuna yazılarımla ulaşma fırsatı bulabildiğim için yüz yüze gelmediğimiz halde iyileşmelerinde ciddi aşama kaydettiğimiz pek çok danışanım olmuştur. Yazışmak bazen yüz yüze gelmekten daha etkili bir terapi şekli olabiliyor. Problemi olan kişi kendini daha rahat ifade edebiliyor. Problemlerin çoğunu da ilk önce zihinsel boyutta inceleyerek başlamış hatta daha bu boyutta çözüme ulaştırdığımız olmuştur. Meme öncelikle analığı temsil eder. Beslemeyle alakalıdır. Meme kanserinde de en çok rastlanan zihinsel nedenler kendinden başka herkesi aşırıya kaçan şekilde düşünmek; başkalarını kendinden ön planda tutmak; kendini beslemeyi reddetmek; kendini beslemek yerine diğerlerini beslemek; aşırıya kaçan analık ve koruma içgüdüsü; öfkeden deliye dönmek; aldatılmak; evli kadınlarda genelde kocaya karşı duyulan öfke ya da üzüntü; beklenmedik ani üzücü şok edici haberler, acı ve keder olarak görülüyor.





Çoğu zaman çocuğunun büyüdüğüne ve onu kendi haline bırakması gerektiğine inanmak istemez anneler. Koruyacağım derken bunda aşırıya kaçmak onu özgür bırakmaz. Kendi deneyimlerini yaşama fırsatını elinden alırsınız. Çigong zihin ve beden bütünlüğüne dayandığı için herhangi bir enerji ya da hareket çalışmasından önce bunun derinlerine inmekte fayda oluyor. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim İngilizce “let go” olan “bırak gitsin” felsefesi buna en çok yardımcı olan şeydir. Sorunları zihinsel/ruhsal boyutta çözmezseniz yapacağınız egzersizler sizi belki kanserden ilk etapta kurtarır ama içinizde var olan öfke, üzüntü vb duygular onu kısa bir süre sonra tekrar ortaya çıkaracaktır.





Sizlere öncelikli tavsiyem, meme kanserine yol açan zihinsel nedeni bulup onunla vedalaşmanız olacaktır. Nedeni tanımladınız, şimdi onu olduğu gibi kabul edin. Yani “Evet böyle bir durum var ve ben bunu şu anda yaşıyorum.” Daha sonra bu duruma şefkatle yaklaşın ve içinizde duyduğunuz öfke ya da her ne ise onu sevgiye dönüştürün. Son olarak da onu sonsuzluğa gönderip vedalaşın.


Bunları sağlayabilmenin en etkili yollarından biridir Çigong meditasyonu. Meditasyon doğru nefes kullanımı sağladığı, bol oksijen ve toksinlerden arınma içerdiği, zihnimizi boşalttığı, rahatlamamıza yardımcı olduğu ve bu sayede “bırak gitsin” yapmamızı sağlayabildiği için en etkili silahtır. Buna ek olarak bağışıklık sistemini güçlendirecek ve meme bölgesine ve ilgili meridyene ait Çigong hareketlerini düzenli yaparak çok kısa sürede meme ile alakalı her türlü sorundan kurtulmanız son derece basit olacaktır.





Kemoterapi ve radyasyon esnasında kadınlar çok güçsüz düşer ve bağışıklık sistemleri zayıflar. Eğer bunları reddetme gücünüz yoksa bunların yan etkilerini azaltmak, kaybolan gücünüzü toparlamak ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için her zamankinden daha fazla Çigong’a ihtiyacınız olacaktır. Çigong’u ne kadar sahiplenir ve yılmadan hareketlerle meditasyonu entegre halde düzenli bir şekilde yaparsanız hastalıklardan o kadar kısa sürede kurtulur ve sağlığınıza kavuşursunuz. Yapmaya devam ederek de sağılığınızı koruma altına alırsınız.





Meme kanseri için Çigong egzersizleri neler içerir?





Öncelikle temel Çigong kurslarında öğrettiğimiz “dantian” bölgesinden nefes alıp vermekle başlıyoruz. Bu alışılagelmişin dışında mide kısmında çoğunun diyafram nefesi dediği nefes alış veriş tekniği. Burundan alıp veriliyor ve ciğerler kullanılmıyor. Bu nefes tekniğinde sağlanan pratik ile günlük enerji seviyeniz artıyor ve bağışıklık sisteminiz güçleniyor. Bunu ister meditasyon ciddiyetinde lotus oturuşu ile, ister yatarken, ister seyahatte, her zaman yapabilirsiniz. Yapmanız gereken bütün dikkatinizi nefesine yoğunlaştırmak ve nefes alıp verme farkındalığınızı artırmaktır. Bir süre sonra göreceksiniz ki korkularınız, öfkeleriniz, heyecanlarınız daha şimdiden sizinle vedalaşmaya başladı. Yerini sakinliğe, olumlu düşünce ve tavırlara bıraktı. Eğer farklı bir meditasyon yapıyorsanız, ikisini birleştirip bunu yaparken kendi mantranızı bile ekleyebilirsiniz.





Öncelikle hatırlayın, bu egzersizler meme kanseri yanında tüm diğer kanser türlerine şifa olmaktadır.





Yürüme egzersizi: Tercihen doğal bir alanda, gürültü, kirlilik karmaşa olmayan bir yerde yapılması uygundur. Etrafınızda ağaçların, çiçeklerin, kuş seslerinin olması maksimum şifayı getirecektir. Danışanlarımı Dalyan’a davet etme nedenim de bu. Bu yürüme egzersizini daha çok buz pateni yaparken ellerin aldığı şekle benzetebilirsiniz. İki el de aynı anda ayakların ritmine göre sağa ve sola hareket eder. Yani asker gibi ya da uygun adım yürüyüşün aksine dans eder gibi bir yürüyüş söz konusudur. Eller sağa ya da sola birlikte dönerken baş da hafiften onları takip eder. Bir ayak öne atıldığında 45 derecelik bir açı oluşturur, diğer ayak nispeten onun tam arkasında yer alarak 45 derecelik ters bir açı alır. Yürüyüş esnasında burundan nefes alınıp tercihen yine burundan, olmadı ağızdan nefes verilir. Kollar sarkaç gibi hareket ederken ritim içinde yürünür. Alınan her nefeste şifa dolu Çi’nin burnumuzdan girerek tüm hücrelere ulaştığı imgelenir. Nefes verirken de içimizde kötü olan ne kadar toksin varsa onlarla vedalaştığımız… Bu yürüyüş her gün en az on ila yirmi dakika tekrarlanır.





Alternatif nefes: Daha güçlü hissetmeye başladığınız zaman nefesinizi iki kerede alıp tek defada vermeyi deneyin. Zayıf hissettiğinizde ise tek defada nefes alıp iki üç defada vermeyi deneyin. Nefesleri adımlarla uyumlu hale getirmeyi unutmayın. Çoklu nefes alış dayanma gücünüz artıracak, çoklu nefes veriş ise daha fazla detoks yapacaktır.





Wu Ming Ejder Hareketleri ve Meridyen Terapisi




Bu egzersizler olabildiğince yavaş ve yumuşak şekilde yapılmalıdır. Çigong ve Tai Çi’nin ana kuralı hareketleri meditatif halde yapmaktır. Çi’yi ellerinizde ve ellerinizin arasında hissedin.

Bunlara ek olarak sunacağımız pek çok ejder (wu ming) ve diğer Çigong hareketleri, duruş teknikleri, beslenme şekli (alkali), meditasyon ve imgelemeler sayabiliriz. Meme kanseri de dâhil olmak üzere tüm hastalıklardan Çigong yolu ile kurtulmak istiyorsanız düzenli ve kararlı bir şekilde yapmanız icap eder. Çin’de pek çok klinikte hastalar günde beş saate yakın Çigong yaparlar. Madam Lin günde iki saat Çigong ile meme kanserinden kurtulmuştu.





Bir diğer önemli husus da, meme kanserine yakalanmadan önce gerekli önlemler zamanında alınırsa, sonradan mücadele vermeniz gerekmez.

Çigong ve Artirit




Çigong ve Artirit





Artirit eklemlerde ağrılara sebep olan ve hareket
kabiliyetini kaybetmemize yol açıp yaşam kalitemizi düşüren bir hastalıktır.
Her gün yaptığımız günlük hareketlerimizi olumsuz yönde etkiler. Çoğunlukla
kronik bir sorun olup ömür boyu sıkıntı çekmemize yol açabilir.


Vücudun çeşitli yerlerine etki eden neredeyse 100den fazla
artirit çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan en sık görülenleri Osteo-Artirit ve
Rematoid-Artirit’tir.Eklemlere ek olarak bazı artirit fomları vücuttaki diğer
doku ve organlardaki hastalıklarla ilişki halindedir. Artirit artık sadece bir
yaşlı hastalığı olmaktan çıkıp çocuk-genç demeden her yaştan insanı etkisi
altına almaya başlamıştır.





Artiritin en ciddi formlarında yer alan en önemli fiziksel
problem iltihaplanmadır. Bu durum vücudun problemli bölgede yarattığı şişme,
kızarıklık, ağrı ve harekette azalma şeklini alan bir reaksiyonudur. İltihap,
vücudun eklem bölgelerindeki herhangi bir blokaja karşı verdiği bir cevaptır.













Çigong ile Tedavisi





Binlerce seneden bu yana Geleneksel Çin Tıbbı doktorları
hastalarına Taichi ve Çigong ile artiritten kurtulmanın yollarını öğretiyor.
Sadece birkaç haftalık basit bir birlikte çalışma yöntemi ile artirit
hastalarının sıkıntıları önemli ölçüde yok oluyor ve günlük yaşantılarına devam
edebiliyorlar. Bu hareketleri ve Çigongu yaşam tarzı haline getirenlerde ise
artirit sadece kağıt üzerinde kalıyor. Eğitimde gösterdiğimiz yaklaşık 10-15
hareketten oluşan çalışmalar ile hastalar ağrılarından kurtulmaya ve daha önce
yapamadıkları hareketleri yapmaya, yaşam kalitelerini büyük ölçüde artırmaya
başlıyorlar.





Amerika ve Avustralya'da remotolojistler, iltihaplarından
kurtulmak üzere artık hastalarına antibiyotik gibi ilaçlar yazmak yerine, başta
Çigong ve Taichi olmak üzere egzersiz yapmalarını öneriyorlar. Yine bu
doktorlar, uygulanan çalışmalar sayesinde eklemlerin hastaların ritmik
hareketlerini geliştirip hareket kabiliyetlerinde büyük artış görmüşler.
Fizyoterapistlerin görüşü de aynı yönde: hareketlerin filmlerdeki gibi ağır
çekim bir yapıda yapılıyor olması hastaları hiç yormuyor ve zorlamıyor. Aksine
bu hareketler eklemlerin her zamankinden daha fazla bir açıda dönebilmesine,
esnekleşmesine ve hareketleri daha kolay yapabilmelerine yardımcı oluyor.
Eklemler kadar onları saran kaslar da zamanla güçleniyor. Zira kaslar eklemleri
koruma görevini üstleniyor. Hem kasların hem de eklemlerin güçlenmesi hastanın
hareket kabiliyetinde artış, ağrılarında ise azalışa neden oluyor. Hem
Taichi'nin hem de Çigong'un verdiği iç huzur ve dinginlik, beden-zihin
dengesini de sağladığı için, hastalar bu hastalığa asıl neden olan zihinsel
problemlerden de kurtulmaya başlıyorlar. Yine Çigong'un temel faydalarına göz
atacak olursak, iç organların ve omurganın yerlerine yerleşmesi, Çi enerjisinin
vücutta bloke olmadan kusursuz şekilde yol alması, meridyenlerin dengeye
girmesi artiritle alakalı alakasız diğer tüm rahatsızlıkları da komple şifaya
ulaştırıyor.





Dizlerinde artirit olan teyzelerimde Çigong hareketlerini
ilk denediğimde sonucun daha ilk hafta olumlu bir hal alacağını açıkçası ben de
ummuyordum. Şimdi bütün teyzelerim, abim, yengem, komşu teyzeler, hatta 90
yaşındaki annanem evlerinde diz, bel ve boyun hareketlerini aksatmadan
yapıyorlar:) Daha komiği annaneme "sen napıyorsun?" dediklerinde, Çigong
garip bir kelime olduğu için "Çin Duası" yapıyorum diyor :)


Yerlerinden kıpırdayamayan pek çok hasta artık kendi
başlarına yataktan kalkabiliyor, yürüyebiliyor, günlük ihtiyaçlarını
karşılayabiliyorlar. Ağrıları azalıyor, hatta yok oluyor. Kuvvetlenen eklemleri
ve kasları ile gün geçtikçe günlük yürüyüşlerini yapmaya, seyehat etmeye, hatta
spor yapmaya başlıyorlar. Kimisi tüm bunlara birden veda edip fabrika
ayarlarına geri dönüyor ve doktorlarını da şaşırtıyor.





Çigong böbrek üstü bezlerinin salgıladığı stres hormonlarını
engeller, timüs ve diğer bezleri uyararak bağışıklık faktörlerini harekete
geçirir. Timüs bezinde, dalakta, lenf düğümlerinde ve kemik iliğinde sinir
lifleri vardır. Çigong doğru hareketler ve zihinde yarattığı dinginlik ile bu
sinirler arasında online (çevrimiçi) iletişim sağlar. Çigong'un doğal steroid
üretimini artırma gibi bir özelliği bulunmaktadır. Bu da özellikle artirit
oluşumunu engeller.


Çigong'da öğrenilen doğru duruş ve hareket teknikleri ve
meditasyon ile eklemler üzerindeki baskıyı kontrol almayı ve kaslarımızı
eğitmeyi öğreniriz. Bacak kasları gevşeyip, alt kısımdaki kan dolaşımı dengeye
girdiğinde kalbin yükü de azalır, lenf bezleri daha çok çalışır. Enerji
sarfeden bir mekanizmadan enerji üreten bir mekanizmaya geçiş yaptığınızda, artirit,
sıvı kaybı, kireçlenme, kemik erimesi, selülit gibi sorunlarınızla
vedalaşabilir, daha zinde ve enerjik olabilirsiniz. Sürekli kasılan kaslar ve
dengesiz eklemler Lock Down sendromuna ve bu da artirit gibi hastalıklara yol
açar. Mekanik sistem üzerindeki stres azaldığı zaman ise Çi düzene girer ve
ağrılarımız yok olur. Yaşınız ne olursa olsun tüm bu hastalıkların her zaman
düzenli Çigong ile geriye döndürülme imkanı vardır.