02 Kasım 2013

Pozitif Dergisi Röportaj - Çigong ile Cinsel Sorunlara Elveda







Çigong ne anlama geliyor?







Çi yaşam enerjisini temsil ediyor. Aslında bunu bu kadar kolay tanımlamak mümkün değil, çünkü Çi hayatımızın bir parçası. İçtiğimiz su, yediğimiz gıdalar, soluduğumuz havadan tutun da duygularımıza kadar herşeyin içinde Çi mevcut. Hayat veren, hayatı temsil eden herşey Çi demektir. Çi yaşamın ta kendisidir.





Öğretilerde adı geçen Çi ise yaşam enerjisidir. Çi’yi enerji depolamak ve bunu şifa amaçlı kullanmak, bedensel gücü artırmak, hastalıklara karşı korunma sağlamak, hatta ve hatta günlük hayatımızın her noktasında kullanmak mümkün. Örneğin annenin evlatlarına yaptığı yemek, içine kattığı anne sevgisinden dolayı lezzetli oluyorsa, katılan bu sevgiye aynı zamanda Çi de diyebiliriz. Yaptığınız yemeklerden tutun da, sanatınıza, işinize, ilişkinize, herşeye Çi katabilirsiniz.





Gong ise bir işte düzenli pratik yaparak, sebat ederek, usta çırak ilişkisini takip ederek, tüm bu emeklerin sonucunda ustalaşma sanatıdır. Birleştirecek olursak Çigong için kısa ve net olarak “yaşam enerjisini kullanma sanatı” diyebiliriz.





Çigong ve cinsellik arasında ne gibi bir bağlantı bulunuyor?





Bundan beş bin yıl önce, Taocu Çin’de hekime giden kadınlara çeşitli tedavilerin yanı sıra cinsel terapiler de önerilebiliyordu. Örneğin, böbreklerinde sorun olan bir kadına, doktor, akupunktur tedavisi ile belli başlı bitkiler vererek eve gidip bir ay boyunca günde üç defa üstte ters oturuş pozisyonunda seks yapmasını söyleyebilirdi. Bu pozisyonun açısı itibariyle hasta olan sakral (seks çakrası) bölgeye doğrudan çi enerjisi giderdi.


Düzenli Çigong egzersizleri esnasında özellikle pelvik bölgedeki enerji blokajlarını açıyoruz. Bel ve diz bölgelerindeki çalışmalarla enerji akışı mükemmel bir boyuta ulaşıyor. Bu da yalnızca kadın ve erkeklerin genital bölgelerdeki hastalıklarının son bulmasına değil, aynı zamanda cinsel performanslarının da artmasına yardımcı oluyor. 





Orgazm en güçlü topraklama yöntemlerinden biridir. Stresten kurtulmak için birebirdir. Orgazma ulaştığınızda bir dolu oksitosin salgılarsınız. Bu da sizin stres hormonlarınız için panzehirdir.





Çigong ile yapılan sağlıklı seks yaşlanmanızı geciktirir. Düzenli şekilde yapılan seks de hücre yenilenmesinin düzene girmesi ile sizi genç tutar. Sakral bölge insanın yaratıcılığını temsil eder. Bu bölgedeki düzenli ve mükemmel enerji akışı sizin yaratıcılığınızı ve kendinizi ifade gücünüzü artırır.  Düzene giren enerji akışı sadece bununla kalmaz, kalbinize de faydası dokunur; kalp krizi riskini azaltır, yüksek tansiyonu dengeler. Uzak doğuda migreni ve baş ağrısı olan kişilerin düzenli ve nitelikli seks yapmadıklarına inanılır.





Çi’nin mükemmel kullanımı sonucu salgılanan endorfin en iyi ağrı kesicidir.  Endorfin de en fazla seks esnasında salgılanır.





Yemeklere katınca lezzet veren Çi, kendiniz için kullandığınızda ise size inanılmaz bir çekicilik ve zarafet sunar.  Sizi daha çekici yapan feremonlardan, saçlarınızı ve cildinizi daha canlı yapan östrojene kadar, üzerinizde mucizevi bir mıknatıs taşırsınız.





Düzenli Çigong hareketleri, doğru nefes teknikleri ve meditasyonlar cinsel hayatınızı düzene sokar. Dan-tian bölgesine yapılan doğru nefes teknikleri ile böbrek ve böbreküstü bezlerinde enerji üretiriz.  Bu enerjiye seks enerjisi de (jing) denir. Batı tıbbında da sağlıklı böbreküstü bezlerine sahip olanların cinsel isteklerinde artış kanıtlanmıştır.





Çigong rahatlama teknikleri hem cinsel isteğimize olan hassaslığı artırmada hem de cinsel arzularımızı dizginlemede bize yardımcı olur. Bu da bizim cinsel hayatımızı kontrol altında tutmayı, ereksiyon süresini uzatmayı, karşı cinsle uyum ve denge içinde olmamızı sağlar.





Çigong’a göre cinsellik nasıl yaşanmalı?





Olabildiğince doğal ve özgür yaşanmalı. Pek çoğumuz Yin-Yang dengesini biliyoruz. Yin kadını, Yang erkeği temsil eder. İkisi tam bir uyum içinde olmak durumundadır. Cinsellikte de bu uyum söz konusu... Çigong egzersizleri özellikle erkeklerin enerjiyi doğru kullanması ve sabırlı davranması için çok önemlidir. Zira kadının kıvama gelmesi için gereken sürede erkeğe çok iş düşüyor. Bu vakti sabırla kullanıp enerjisini doğru yöneten erkeğin bir kadını mutlu edememesi mümkün değil. Pek çok ilişki itiraf edilmese de çiftlerin gitgide uyumsuzlaşan cinsel hayatlarından dolayı sona eriyor. Bu uyumu yakalayan ve devamını sağlayan çiftlerin ise mutluluk hayatlarının tüm evresine yansıyor.





Taocu sevişme ile Çigong arasında nasıl bir ilişki bulunuyor?





Taocu seks tamamıyla Çigongla bağlantılıdır. Günümüzde pek çok insan, orgazm ile boşalmanın aynı şey olduğunu sanıyor.





Taosit filozof Wou-Hien şöyle der: “Eril olan Yangdır. Yangın en belirgin özelliği çok kolay yükselip çok çabuk pes etmesidir. Dişi olan Yin’dir. Yin öyle hemen yükselmez. Ancak uyanışa geçtikten sonra da onu durdurmak nerdeyse imkânsızdır.”





Taocu deneyim yaşamak isteyen biri gerçekten rahatlamak, açık ve doğal olmak zorundadır. Bunun yolu da Çi depolamak ve meditasyon yapmaktan geçer. Ancak bu şekilde kusursuz bir rezonansa girilebilir.





Taocu sevişmede “erkek, boşalmayı kontrol altında tutarak kadının birden fazla orgazma ulaşmasını sağlayacak düzeyde başarıya imza atmalıdır. Boşalarak spermlerini yok yere heba etmenin bir anlamı yoktur.”





Boşalma esnasında erkek çok fazla enerji ve güç kaybeder. Çigong’un amacı enerjiyi hiçbir şekilde heba etmemektir. Dolayısıyla boşalma esnasında kaybedilecek olan efor, içeride enerjiye dönüştürülerek depolanır. Bu esnada yaşanan orgazmın tanımsız bir hazzı vardır. Çok uzun ve bitmesi istenmeyecek derecede güzel sürer. Enerji heba olmaz. Zira her erkeğin ister ilişki sonrası, ister masturbasyon sonrası hafif bir pişmanlık duyması, hemen ardından yorgun düşmesi, uykuya dalması (arkasını dönüp yatması), hissizleşmesi ve hevesini yitirmesi bu yüzdendir.





Halbuki Taocu sevişme süresince, ki bu sürenin bir sonu yoktur, hisler en doruk noktasındadır. Hayvani içgüdüler yerine sevgi odaklı bir birleşme vardır. Sevişme esnasında meditatif bir halde olursunuz. Meditasyon tüm öğretilerin hatta savaş sanatlarının bile olmazsa olmazıdır. Her şey sükûnet içinde yapılır. Her şey hissedilir. Bu hisler hiç bitmesin ister her iki taraf da. Bu iki tanrının bir araya gelmesidir, BİR olmaktır.





Seks acı çekmek için değil mutlu olmak için yapılması gereken bir ritüeldir. Ancak çiftler boşalma esnasında bir nevi acı çekiyor ve acıya “zevk” adını takıyorlar.  Mutluluk ise başlı başına bir şifa kaynağı... Doğru yaşanan seks, sonsuz mutluluk demektir ve mutluluk insanlar arasında paylaşılıp çoğaltılır. Taocu sevişmenin ve Çigong’un amacı da budur.





Bir kere bunun hazzına varan çift, iç huzurlarında da tam ve ruhani gelişmeler sağlayacaktır. Diğer çiftlerin yaşadığı birleşmeler (yani kontrolsüz ve boşa harcanan enerji) onlara çok sıradan gelmeye başlayacaktır. Ayrıca bu uyumu yakalayan çift birbirine olan yakınlığını asla kaybetmeyip sadakat sorunu yaşanmayacaktır.





Çigong’da kullanılan hareketler neler ve bunlar cinselliği nasıl etkiliyor?





Çigong’da pek çok hareket var. Her bir hareketin belli bir bölgeye, belli bir organa ve meridyene etkisi olur. Diz ve bel hareketleri, bu bölgelerdeki enerji blokajlarını kaldırıp enerjinin mükemmel bir şekilde yol almasını sağlar. Cinsel organlarımızın bulunduğu bölgedeki bu kusursuz işleyiş elbetteki cinsel hayatımızı da yansır. Cinsel performans tavan yapar diyebiliriz. İlişkilerin süresi uzar, alınan tatmin artar. Cinsellikle alakalı negatif ne varsa bir kere onlardan kurtulursunuz. Özellikle de isteksizlikler... Hazzın artması isteklerin de artmasını sağlar.  Çiftler birbirine daha fazla yakınlaşır. Bu sadakati ve ilişkinin sürekliliğini de artıran bir faktördür.





Spiritüellik içermeyen ve bununla entegre olmayan cinsellik, kişinin kendi dışındaki bir şeye gösterdiği geçici bir hevestir, bir nevi kişisel güvence arayışı. Belirsizlik ise kıskançlık, suçluluk duygusu gibi hisleri beraberinde getirir, çoğu zaman bunun farkına bile varmayız. Bu da pek çok ilişkiyi bitiren bir unsurdur.





Pek çok erkeğin cinsellik anlayışı bilinçaltındaki çocuk tarafından yönetilir. Yeme içme ihtiyacı gibi bir şeydir. Çocuk gibi ona sahip olma, kıskanma, haset gibi duygular besler. Bunlar pek çok çifti birbirinden ayırır. Pek çok çift aşkın ispatını aramakla harcar vaktini ve ararken de pek çok şansı elinin tersiyle itiverir.





Özellikle hangi cinsel sorunlar için çigong tavsiye ediliyor?





Öncelikle tüm cinsel sorunlarla vedalaşabilirsiniz diyebiliriz. Düzenli yapılan Çigong egzersizleri genital bölgedeki her türlü sorunu yok edecektir. Düzenli yapacağınız nefes egzersizleri ve meditasyon ise duygusal ve zihinsel boyutta bu sorunları yaratan etkenleri ortadan kaldıracaktır.  Çigong’da uygulanan meditasyonumuzun adı Ağaç Duruşu’dur. Bu duruş sayesinde aynı yüce bir ağacın bilgeliğine, sağlamlığına, esnekliğine, huzuruna ve evrenle kurduğu bağlantıya kavuşursunuz.





Örneğin “geyik” Çin felsefesinde zarafet, güzellik ve çeviklik demektir. Geyik duruşu ile cinsellikte bolluk sağlanır. Kıvrılarak yatan ve toynağını genital bölgede tutan geyik, gerekli jing enerjisini uykusunda depolar. Bu, akışkan yapıya sahip olan jing enerjisinin kaçıp gitmesine engel olur. Tam tersine, aksi istikamette yol alarak böbrekleri, kemikleri, sinirleri, kan dolaşımını ve beyni güçlendirir; üreme ve endokrin sistemini iyileştirir. Taocu yaklaşım uzun ömrün sırrının jing enerjisine sahip çıkmakta olduğunu savunur. Geyik duruşunun hem böbreküstü hormonları, hem de sperm seviyesinde artış sağladığı, yaşlanmaya dayalı kayıpları minimuma indirdiği biliniyor.





Turnanın kanat çırpışını taklit ederek yapılan hareketler örneğin erkeklerde prostat vb sorunların giderilmesini sağlar. Kadınlarda adet düzensizliği, cinsel soğukluk ve rahim hastalıklarını yok eder. Beş Hayvan ya da Altı Şifa Sesi çalışmaları korkularınızdan ve geçmiş duygu kalıntılarından arınmanızı sağlar. Bu da cinselliğin önündeki psikolojik engelleri kaldırır.





Korkuyu temsil eden böbreklerin güçlendirilmesi için yapılan hareketler her türlü cinsel isteksizliğe son verir. Karaciğere yönelik hareketler bedensel gücü artırır.  Çigong Wall Squat dediğimiz duvar çalışması tüm iç organların yerli yerine oturmasını sağlayarak cinsel sorunları giderir, pelvik bölgeyi kuvvetlendirir.  Çigong şifa tonlamaları hücrelerin ve organların titreşimlerini artırır, dolayısıyla cinsel organlar da bundan nasiplerini alırlar. Aynı zamanda duygusal ve zihinsel olarak da titreşimleriniz artar. Bambaşka yetilere sahip olmaya başlarsınız.





Yaşla birlikte azalan cinsel isteğin Çigong ile geri döndürelebileceğini belirtiyorsunuz bu nasıl olabilir açıklar mısınız?





Yaşlanan insanlarda daha önce bahsettiğimiz “jing” enerjisi kaybolmaya başlar. Bu yüzden cinsel problemler, hafıza sorunları ve yaşlılık belirtileri görülür. Bu geri dönülmez bir şey değildir. Düzenli çigong ile geri dönüşüm başlatılabilir. Özellikle Dinamik Kadın çalışmaları ile özellikle 40 yaşın üzerindeki kadınlarla başarılı çalışmalarımız var. Hatta bu yaşında kendini yeni keşfeden ve bundan son derece memnun olan kadınlar mevcut. Bu çalışmalara katılan kadınlar özellikle menapoz devresini güle oynaya atlatıyorlar. Bilge ve dirayetli kadın olma yolunda adım atarken cinselliklerinden de zerre birşey kaybetmiyorlar. Hatta itiraf edenler var ki, genç kızlıklarında bu kadar güzel ve olgun deneyimler yaşamadıklarını söylüyorlar. Aynı şey erkekler için de geçerli. Prostat ve prostata bağlı tüm rahatsızlıklar, iktidarsızlık, isteksizlik, erken boşalma, korku ve heyecanlar egale edilince bir anda kendini gençleşmiş buluverenler var.





Çin’de düzenli Çigong yapan yaşlılar EEG beyin tarama testine tabi tutulmuşlar. Beyin sinyalleri aynen yeni ergen çocukların beyin sinyalleri ile aynı tazelikte imiş. Hal böyle iken, beyinde yaşanan gençleşme tüm organlara yansıyacağından, komple bir gençleşme ve yaşlılığı geriye döndürmekten bahsedebiliriz.





Kokuların cinsellik üzerindeki etkisi nedir?





Kokular ritüellerin olmazsa olmasıdır. Meditasyon esnasında yakılan hoş kokulu bir tütsü rahatlamaya yardımcı olur, sanrıların artmasını tetikler. Pek çoğu titreşimleri artırıcı şifa özelliğine bile sahiptir.  





Taocu sevişmeye geri dönecek olursak, sevişmenin bir ritüel eşiliğinde, doğal bir akışa bırakılarak aceleye getirmeden yapılması gerekir. Bu ritüel akışa kokuların katkısı çok fazladır. Feromon dediğimiz seks hormonlarının etkisi çok büyüktür.





Ancak Taocu sevişmede asıl olan erkek yada kadının üzerine sürdüğü kokulardan çok ortamda yer alan koku ve çiftlerin hiyjen sağlamalarıdır. Aslına bakarsanız üzerimize sürdüğümüz yada sıktığımız kokuların pek çoğu kimyasal madde içerir. Günlük hayatta pek önemsenmese de, sevişme esnasında bu kimyasal maddelere çok yaklaşmak irrite edici olabiliyor. Bu yüzden suni koku yerine doğal şekilde yeni banyodan çıkılmış şekilde üzerimizde taşıdığımız mis gibi bir sabun kokusu yada kararında sürülmüş bir iki damla esans daha etkili olacaktır. Hatta sadece banyodan yeni çıkılmış olmak bile karşı tarafın bebeksi kokusunu almak için önem taşır ve daha çok tercih sebebidir.  Bu yüzden kendi doğal kokumuzu taşıyabilmemiz için başta temizlik ve hijyen, hem kadının hem erkeğin dikkat edeceği epilasyon, sevişme öncesi yenilip içilen şeyler, ki bunlar ter ve ağız kokusu yoluyla irritasyon yaratabilir, büyük önem taşır. Partnerinin kokusuna alışan ve kokusu onunla özdeşleşen biri, diğeri için vazgeçilmezlik taşır.





Çigong’un evde kendi kendine yapmak isteyenler neler yaparak işe başlayabilir?





Çigong basit sabah egzersizleri tadında da yapılabilir. Yapılan her basit gibi görünen hareketin belli bir organa şifa etkisi vardır. Bedeninizi güçlendirir ve hastalıklara karşı korur. Benim teyzelerim 65 yaş civarlarında, defalarca bel ve boyun fıtığı ameliyatı oldular ve tedavi gördüler, ancak neredeyse daha beter duruma geldiler. Gösterdiğim 2-3 basit hareketle bir ay gibi kısa bir süre içinde rahatsızlıkları artık sadece kağıt üzerinde kaldı. Ancak burda önemli olan, aynı ilaç alımındaki gibi hareketlerin düzenli şekilde sebat edilerek yapılması. Bu işin hareket kısmı. Bunun için kurs almaya gerek olmadan atölye çalışmalarına katılabilirsiniz. Mesela yaşadığım yer olan Dalyan’da her Çarşamba, düzenli olarak büyük bir parkta Kaya Mezarlıklarına karşı, yaklaşık 20 kişilik bir grupla Çigong çalışmaları yapıyoruz. Bu bir eğitim değil, sadece ısınmayla başlayıp Çigong hareketleri ile devam eden ve Çigong arınmasıyla son bulan bir birlikte çalışma (workshop). Yapmaya başladığımız ilk zamanlar katılım çok azdı. Kimse birşeye benzetemedi diyebilirim. Ancak düzenli gelenlerin gördüğü fayda, her hafta ne olursa olsun sebatla buluşmaların devam etmesi, diğer insanları da olayın içine mıknatıs gibi çekti. Şimdi ek olarak Cuma günleri de Tai Chi workshopları ekledik. Tai Chi Çigong’dan türeyen, hareket halinde meditasyon şekli. Etkili bir savaş sanatı...





Çin’de kaldığım süre içerisinde her sabah değişik bir parkta yüzlerce insanın bir araya gelerek Çigong ve Tai Chi yaptıklarına şahit oldum. Sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki eğitmen arkadaşlarım ile amacımız  ülkemizde de bunu oturtmak. 





Eğer Çigong’da bir üst aşamaya geçmek, birer Çi ustası olmak istiyorsanız illaki bir usta-çırak ilişkisi yaşayarak bir eğitimden geçmeniz şart. Çi’yi kullanmada ustalaştığınızda hem kendinize hem de yakınlarınıza şifa verebilir duruma gelirsiniz. Doğru duruş tekniklerini öğrenerek ve meditasyon yaparak enerji sarfeden değil enerji üreten bir mekanizma olmayı başarabilirsiniz.  Aynı zamanda Tao’nun ilk felsefelerinden biri olan “Let Go” yani Bırak Gitsin yada tabiri caizse “S..et” ile sizi rahatsız eden her türlü düşünce, korku ve endişe gibi duygulardan arınmayı da öğrenirsiniz. Bu hem zihinsel nedenlere dayalı hastalıklara karşı sizi koruyacak, hem de günlük yaşantınızda daha mutlu bir hayat sürmenizi sağlayacaktır. 





Cinsellik için yapılabilecek hareketlerden birkaç örnek verebilir misiniz?





Sakral bölgedeki blokajlar cinsel yaşam için son derece önemli. Örneğin biz öğrenciler arasında dansöz hareketi adını taktık, bir bel çevirme hareketimiz var.  Sadece belin çevrildiği ve vücudun diğer kısımlarının oynamadığı, dışarıdan çok estetik hatta seksi görünen bir hareketJ. Bu hareket tüm pelvik bölgedeki blokajı açar ve enerji kusursuz akmaya başlar. Bu hareketi düzenli yapanın cinsel performansı da artar. Hatta sevişme esnasında kalça ve kalça kaslarının kullanımında ustalaşılır. Buna diz çevirme hareketleri de eklenirse aşağı doğru hareketlenen enerjiye bir yol da orda açılmış olur. Etkisi iki kat artar. Yine yumruk atmaya benzer bir Baduan Jin hareketimiz var. Bu daha çok böbreklerin güçlendirilmesi ile alakalı bir hareket. Böbrekleri güçlenen bir insan her türlü korkudan, cinsel isteksizlikten ve iktidarsızlıktan kurtulur. Doğru nefes alma teknikleri bile sevişme esnasında sürenin uzatılması, erken boşalmayı önleme, ritmik bir akış sağlanması için çok önemli. Meditasyon ise olmazsa olmazı. Her iki taraf birden meditasyon yapar ve gerekli ritüel ortamı sağlarsa, yaydıkları telapatik titreşimlerle daha meditasyon bitmeden birbirlerini arzulamaya başlamış olacaklardır.  





Vücudumuza fazladan Çi enerjisi almanın tek yolu sevişme esnasında seks enerjimizi tekrar Çi‘ye dönüştürmektir. Bu da bize fazladan yüzde otuz ila yüzde kırk civarında yaşam enerjisi kazandırır.





Çigong nasıl öğrenilebilir?





Dediğim gibi bir usta-çırak ilişkisi yaşamadan öğrenmek pek mümkün değil. Yani herhangi bir 2-3 günlük kursa gidilerek öğrenilecek bir öğreti değil. Hareketleri öğrenseniz dahi Çi’de ustalaşmak istiyorsanız, bir master dediğimiz usta ile çıraklık dönemi yaşamanızı tavsiye ederim. O sizi monitör edecek, siz onu gerektiğinde taklit edecek, felsefesi de dahil olmak üzere öğrenmeniz gereken herşeyi sindire sindire öğreneceksiniz. Benim büyük şehirlerdeki haftasonu eğitimlerini reddetmemin en başta gelen nedenlerinden biri malesef bu. Biraz öğreti çöplüğüne dönmüş, sertifikaların havalarda uçuştuğu bir yapı var. İnsanlar sebat etmeden, mucizevi bir şekilde, en çabuk ve en etkili şeyi öğrenmenin peşinde, bir arayış içinde o kurstan başka bir kursa koşturuyorlar.





Ben seyrettiğim bir videonun peşine takılıp hafiye gibi Çin’de bunu öğreten büyük ustaları bulup, tapınaklarda aylarca vakit geçirerek bu öğretiyi öğrendim. Döndüğümde ise öğrendiklerimi bir buçuk sene kadar  düzenli tekrar ederek ve arada ustalarımın gönderdikleri ek ödevleri yerine getirerek vaktimi dolu dolu geçirdim.  Her gün yaklaşık 4-6 saat Çigong yaptığım oldu. Kursa gelen katılımcılarımla da günde 6-8 saate varan çalışmalar yapıyoruz.





Eğer ciddi bir eğitim almak istiyorsanız, bu işe gönül vermiş kişilerle uzun vadede bir usta-çırak ilişkisini göze alarak bu işe soyunmanızda fayda var. Amacınız bir Çi ustası olmak, şifa verebilmek ise, sebat etmeye ve Gong’a ulaşmaya gayret etmelisiniz.





Ancak dediğim gibi, bu söylediklerim sizi yıldırmasın. Çigong’un hareket kısmı tek başına bile yeterince etkili ve şifa dolu. Çigong yapan, bilen birilerini gördüğünüzde istisnasız yapışın onlara...





Çigong ve Tantra arasındaki farklar nelerdir?





En zoru en sona saklamışsınızJ Konumuz cinsellik olduğu soruyu o şekilde cevaplamaya çalışayım. Çigong’da, yada Taocu sevişmede enerjinin ahengi önemlidir. Tantrada ise farkındalığın artarak enerjiden en üst seviyede fayda sağlamak amaçtır. Her ikisinde de enerjiye ustalık etmek amaçtır.





Tao bize her insanda sonsuz bir mutluluk, lütuf ve kocaman bir enerji potansiyeli olduğunu öğretir. Sekse olan şiddetli bağımlılığın üstesinden gelinebilir. Bunu da potansiyelimizi boşa heba etmeyerek; harcamak yerine enerjiye çevirerek yapabiliriz. Bunun sonrasında hiç yaşamadığınız bir mutluluk hissini tecrübe edebilirsiniz.





Tantra meditasyonu çiftlerin kalplerini birleştirip, cinsel enerjilerini artırır. Dantien bölgesinde depolanan Çi enerjisini doğru kullarak birden fazla orgazma ulaşma imkanı tanır. Kalpten gelmeyen bir birleşme sonucu yaşanan birliktelik enerjinin heba olmasıyla sonuçlanır. Çiftler orgazmı tüm çakralarında hissetmeden Tantranın ne olduğunu anlayamaz. Bunun için de daha önce saydığımız tüm ritüel birleşmenin, nefesi doğru kullanmanın ve enerjiyi heba etmeden (yani boşalmadan) içeride tekrar daha büyük bir enerjiye dönüştürmenin önemi büyüktür. Zihinsel ve kalpsel birliktelik yakalamayı becerebilen çiftlerin bedensel birlikteliği son adım olarak  kullanması bu yüzdendir. Boşalma olmadan, enerjiyi dışarı atmadan, bir bütün oluşturarak eylemde kalmak. Hintli Tantra öğretisine göre, kadında arka arkaya orgazm, erkekte ise uzun süre boşalmadan beraber olma yeteneği... Tantra budur. Tantra’yı Hintlilerin, Çigong’u Çinlilerin çıkarmış olması özü değiştirmiyor. Her ikisi de cinselliğin kurbanı olmak yerine cinsellikte usta olmayı, ikisi de BİR olmayı hedefliyor.





Örneğin son zamanlarda çok popüler olan Tantra seks hareketlerinin pek çoğu özünde Çigong’da da mevcut. Daha önce bahsi geçen geyik hareketi, pelvik hareketler, nefes hareketleri hepsi benzer nitelikte ve aynı amaca yönelik. Tantra özellikle cinsellikle ilişkilendirildiği için hareketlerin hepsi bu yönde açıklamalara gebe kalmış. Yani nefes açma hareketinin faydaları saymakla bitmez iken, Tantra’da sadece boşalmayı kontrol amaçlı deyinilmiş, bu da Batı’nın yaklaşım tarzı; işine geleni alıp paketleyip pazarlıyor J. Aslen Tantra yöntem demektir. Genişletip özgürleştirmeyi ve birleştirmeyi çağrıştırır. Aslında maddi şeylerden arınmaya yöneliktir. Yada şöyle diyelim; maddiyatın esiri olmak yerine, bu durumun farkında olup kurban rolünden usta rolüne geçmek demektir. Ancak Batı zihniyeti Tantra’yı tam tersine cinselliğin odağı haline getirmiştir. Tantranın elbette pek çok ayrı tarikatı vardır. Bunlardan cinselliği işleyeni  Vama Marga tarikatıdır. Burda organize olmuş dinlere inat cinsel ayinler söz konusudur. Çiftler gün içinde yorgun düşene kadar pek çok kez orgazmı yaşayıp meditatif halde olduklarına inanırlar. Kundalini enerjisini uyandırmak adına sürekli eş değiştiren çiftler de vardır. Bunun içine törensel toplu çiftleşme de dahildir. Gerçek olan bir şey varsa cinsel birleşmelerin Kundalini enerjisini harekete geçirmediğidir. Tantra gerçek amacını aşmış ve bayağılaşmış haliyle paketlenip bize sunulmuştur.





Konumuz cinsellik olduğu için sorunuzu da bu yönde algılayalım bu seferlik. İlle de fark aranmak istenirse Çigong’daki tüm hareketler ayakta yapılıyor, Tantra’da ise yatarak yapılan hareketler mevcut.

03 Ağustos 2013

Erkekler ve Spiritüel Zımbırtılar


Yaşadığım yerde
büyük halka açık bir parkta, erken saatlerde, Çarşamba günleri Çigong, Cuma
günleri de Tai Chi çalışmaları yapıyoruz. Tahmin edebileceğiniz üzere
katılanların büyük bir yüzdesi bayan katılımcılar. Ancak enteresan olan birşey
var ki, erken saatte bu bayanları kocaları getiriyor, çalışma sonucunda ise
gelip alıyorlar, yada bir yerde uzak bir köşede oturup bitmesini bekliyorlar.
Buyrun siz de katılın dediğimde, utana sıkıla gülüp bir takım şekillere girerek
kaçıp uzaklaşıyorlar.  Tahmin
edebileceğiniz üzere, sebebi bu hareketlerin çok kadınsı yada komik, erkeğe
yakışmayan hareketler olarak algılanması. Üstelik de bunlar yabancı kökenli
insanlar. Bir de Türk erkeğini düşünün.





Peki  bu hareketlerin kısaca bir geçmişine bakalım.
Bu hareketleri çıkaran kimler dersiniz? Çin ordusunun gelmiş geçmiş en büyük
generalleri ve tapınak koruyucuları. Amaçları? Savaşçılarını yenilmez, ölümsüz,
güçlü ve hastalıklara karşı  dirençli kılmak.
Asırlar boyunca bunu yapanların neredeyse hepsi ERKEK. Ta ki, bunu hanedan
sınırları dışına çıkarıp artık halka da açalım diyene dek. Şu anda kadın erkek,
yüzlerce kişi her sabah, ama her sabah, parklarda, Çin’de ve pek çok uzak doğu
ülkesinde, yöresine özel bu sağlık hareketlerini yapmakla meşgul.





Doğuda sağlık ve
beden gücünü artırma amaçlı yapılan, yaşlılıkta yaşanan ve yaşanacak olan her
türlü probleme çözüm olan, hatta kanseri dahi iyileştiren bu hareketler neden
batılı erkeğe itici geliyor? Neden kadınların arasına karışmayı kendilerine
yediremiyorlar? Hatta kendilerine, “sırf erkeklere özel ayrı bir sınıf açalım,
isterseniz ona gelin” dediğimde bile, bu çözüme bile yanaşmıyorlar? Kendileri
için iyi olan bir şeyi sırf erkeklik egolarına yediremedikleri için neden
ellerinin tersiyle itiveriyorlar? Karıları her türlü bel, boyun, sırt
ağrısından kurtulurken, neden onlar erkek olmanın şerefiyle bu ağrıları gururla
taşımaya devam ederler?





Neden günümüzde
pek çok erkek, özellikle de orta yaşa geldiğinde depresyona girip, asabi,
şaşkın, amaçsız ve mutsuz bir durumdadır? 
Çünkü artık kimliklerini kaybetmiş durumdadırlar. Hem bireysel olarak
hem de kollektif olarak. Onlar artık erkek olmanın cevabını veremez
durumdadırlar.





Erkek hep problem
çözücü, yapıcı, koruyucu olarak konumlandırılmış. Ailenin ekmek kazananı,
şirketlerin patronu, ülkelerin başkanı, toplulukların, dinlerin
yöneticisi...  Ancak son zamanlarda artan
kadın hareketleri bu geleneksel erkek rolünü rafa kaldırmaya başlamıştır.





Bunun sonucu
erkek ruhunu kaybetmeye yüz tutmuş, alkoliklik, işkoliklik, yüksek tansiyon,
kalp ve depresyon gibi sorunlar yaşamaya başlamıştır. Sonuç olarak artan
boşanmalar da hiç hayra alamet değildir. Erkeğin acısı aslında gitgide
büyümektedir.





Kaybolan
evilikler, kötüye giden sağlık, işte yaşanan sorunlar artık erkeklerin de “bu
spirütüel konular da neymiş” diyerek hafiften hafiften yanaşmalarına yol
açmıştır. Kafaları yerine kalplerinden konuşmaya başlayan erkek sayısı gitgide
artmakla beraber halen sayı yeterli değildir.





Farklı birşey
yapayım diyenlerin pek çoğu yoga, meditasyon, çigong yerine kickbox tarzı yine
güce ve şiddete dayalı alternatifleri daha çok tercih etmektedirler. Öncekileri
seçenler ise iç huzura kavuşmanın getirisiyle diğer insanlarla, özellikle de
kadınlarla ielitişimlerinde büyük yol katetmişlerdir.





Onları rahatsız
eden en büyük sorulardan birisi, bu spiritüel işlerle uğraşırken erkek
(maskulin) olma özelliklerini kaybetme korkusudur. Spirütüel yolculuklarında
onlara en keyif veren şey ise söyledikleri yada yaptıkları şeylerin daha spontane,
cin fikirli ve otantik oluşu. Zira eskiden olaylara daha yıkıcı ve fevri
davrandıklarının farkındalar. Yavaş yavaş da olsa bunun keyfini alan erkekler
artık kendi iç zindanlarından çıkıp özgürleşmeye başladılar. Tempoyu
yavaşlatmanın, insanları daha içten dinlemeye başlamanın, farkındalığı
artırmanın daha sağlıklı ve yerinde kararlar almayı kolaylaştırdığını
farkettiler.







Aslına bakarsanız
ERİL enerji artık sadece erkeğe mahsus olmaktan da çıkmış durumdadır. Zira
kadının üstlendiği sorumluluklar arttıkça, kadınlar hem eril hem de dişi taraflarını
entegre şekilde kullanma durumunda kalmışlardır. Hal böyle olunca, erkeklerde
de bu entegrasyonu yaşama ihtiyacı doğmuştur. Bunun farkındalığına varanlar ise
dengeyi kurmanın hazzına çoktan varmışlar. 





Ki bu denge, en basit tanımıyla
Yin-Yang dengesidir. Ve yine bu denge ise kadın yada erkek olmanın ötesinde BİR
olmanın özüdür.



07 Mart 2013

ÇİGONG VE TAOCU AŞK SANATI




Hayatlarını erotizm ve ruhani seks ile dolu dolu yaşamak isteyenler için genel istek üzerine Taocu aşk sanatından bahsetmek istedim. Taocu aşk sanatı, Batı’daki cinsellik ve erotizm anlayışından tamamen farklıdır.


Bu aşk sanatında kullanılan teknik ve uygulamalar asırlar önce Çin’deki ilk cinsel ilişki öğretisinin temellerini atmıştır. Bu sanatın temel prensipleri; yani boşalmayı kontrol altında tutma, kontrollü dişi orgazmı ile eril orgazmın aynı şey olmadığı gibi unsurlar bugün cinselliğin pek çok boyutunda inceleniyor.


Peki eski Taocu seks ile modern seks ne diyor?




Kimileri toprak yüzünden düşerken, kimileri toprak sayesinde yükselir.

Kularnava Tantra


Antik bilgilerden faydalanan modern cinsellik bilimi insan cinselliği üzerinde temel noktalarda hemfikirdir. Hem Amerikalı hem de Fransız araştırmacıların vardığı sonuçlara göre, pek çok insan, orgazm ile boşalmanın aynı şey olduğunu sanıyor. Oysa çokça umursamazlığa kısmen de alışkanlıklara bağlı olarak gelişen bu algı tümüyle yanlış.


Batı istatistiklerine göre ortalama bir erkeğin boşalma süresi beş ila on dakika. Bu süre, günümüzde stres, kötü beslenme, alkol, sigara, kahve gibi etkenlerle daha da kısalmış durumda. Oysa istatistiklere göre kadınların orgazm olmadan önce en az yarım saate ihtiyaçları var.  Erkek buna yeteri kadar hazır değilse bir kadının ilişkiden derin bir tatmin duyması çok zor; dahası kadını giderek huysuz ve sinirli yapan bir süreç. Gidişatı durdurmanın tek yolu ise cinselliğe bakış açısının değişmesi.


Pek çok araştırma sonucunun ortaya koyduğu şu gerçek sizce de anormal değil mi? Kadınların yüzde doksanı tam anlamıyla orgazm deneyimi yaşamıyor!


Taosit filozof Wou-Hien şöyle der: “Eril olan yangdır. Yangın en belirgin özelliği çok kolay yükselip çok çabuk pes etmesidir. Dişi olan yindir. Yin öyle hemen yükselmez. Ancak uyanışa geçtikten sonra da onu durdurmak nerdeyse imkânsızdır.”




TAO asırlardır süregelen bir öğreti. Bu felsefenin temel fikri, “her şeyin içinde var olan enerjiyle hayati gayretin, yaşamın kaynağı” olduğudur. TAO doğanın sınırsız enerjisidir. TAO deneyimi yaşamak isteyen kişi gerçekten rahatlamak zorundadır, yani açık ve doğal olmalıdır. Ancak bu sayede bu sınırsız enerji ile kusursuz rezonansa girebilir. Taocu aşk sanatı işte bu felsefenin üzerine kuruludur.


Antik Taocu kaynaklara göre süreyi uzatmak için cinsel ilişki esnasında sık sık yarıda kesmeler tavsiye edilir.  Bu da kadının orgazmı hissedip kontrol altına almasına imkân tanır. Erkeğin de kendini ve boşalmayı kontrol altına almasını sağlar. En şaşırtıcı sonuçlardan birisi erkeğin sevişirken boşalmaya ihtiyacı olmamasıdır; çocuk istemediği sürece. Özellikle elli yaşın üzerindeyse bu çok önemlidir.


Taocu uzmanlara göre “erkek, boşalmayı kontrol altında tutarak kadının birden fazla orgazma ulaşmasını sağlayacak düzeyde başarıya imza atmalıdır. Boşalarak spermlerini yok yere heba etmenin bir anlamı yoktur.”


Taocu felsefe, erkek orgazmıyla boşalmanın aynı şey olmadığını söyler dedik. Sadece umursamazlık ya da bilinçsizlik bunun aksini, yani boşalmanın en tepe nokta olduğunu söyletebilir. Bunun hemen ardından erkek yorgun düşer, uykuya dalar, hissizleşir ve hevesini yitirir. Boşalma esnasında çok kısa mutluluk verici bir süreç yaşar, sonrasında ise epey bir yorgunluk süreci başlar. Ancak erkek bunu kontrol altına almayı başarırsa, vücudunun her zamankinden daha güçlü, zihninin daha açık, algılarının daha keskin olduğunu tecrübe edecektir. Anlık bir zevk uğruna boşalmaktan vazgeçer ve bunu başarırsa en az kadının aldığı kadar haz duymaya başlar.


Boşalmanın ya da erken boşalmanın en başta gelen nedenlerinden biri bunun bir şiddet ve sertlik unsuru olarak yapılmasıdır. Yo hayır, bu laf ağır olmadı. Amaç boşalmak olduğunda sonunda bir patlama yaşanacağından ona ulaşmak için harcanan çaba bir nevi sertlik ve şiddet örneğidir. Oysa Taocu felsefede meditasyon halinde cinsellik ön plandadır. Her şey sükûnet içinde yapılır. Her şey hissedilir. Bu hisler hiç bitmesin ister her iki taraf da. Bu tanrıların bir araya gelmesidir, BİR olmaktır.


Seks acı çekmek için değil mutlu olmak için yapılması gereken bir ritüeldir. Lakin çiftler cinsel ilişkide boşalma esnasında bir nevi acı çekiyorlar ve acıya “zevk” adını takıyorlar.  Mutluluk ise başlı başına bir şifa kaynağıdır. Doğru yaşanan seks, sonsuz mutluluk demektir ve mutluluk insanlar arasında paylaşılıp dağıtılır. Doğru yapılmayan ise -cezalandırma amaçlı yapılan; başkasına karşı silah olarak kullanılan; rastgele insanlarla yapılan; gecelik ya da para karşılığı girilen ilişkiler- sosyal yozlaşmaya neden olur.  Küfürlerimizde bile seks bir cezalandırma aracı olarak kullanılıyor. Doğru yapılan seks ise cinselliğe olan saygıyı artırıp aile yapısını kuvvetlendirir.


Ne yazık ki, toplum, siyaset, din vb tarafından bizlere cinselliğin ayıp, günah ve kirli olduğu öğretiliyor.  Hiçbirimize cinsellik ile spiritüellik arasındaki bağlantı yeterince öğretilmediği için Tanrıyı anlayıp onu tecrübe etmenin yolunun bundan geçtiğini anlamakta çok zorlanıyoruz. Neden Tanrıyı tecrübe edeyim ki? Sürekli kör olan biri ışığının anlamını bilemez. Tanrıyı yaşamadan onu anlamak mümkün değildir. O her yerdedir. O hayattır. Yaşamın mimarı ve arkasındaki zekâ odur. Yer ve zamanla sınırlandırılamaz. Sonsuz yaşam gücü ve enerjisi vardır. Bu yüzden üreme organlarının salgıladığı her tohum onun yaratıcı zekâsının izlerini taşır. Onun doğasını anlayabilirsek, o zaman onu da anlayabiliriz.


Bundan altı bin sene önce antik Taocular insan ömrünü uzatmanın yollarını ararken görmüşler ki, insana dışarıdan yapılan suni müdahaleler daha fazla komplikasyona ve erken ölümlere yol açıyor. Bunun yerine en doğal, en pratik ve etkili yolları aramışlar. Ömrü uzatmanın tek yolunu ise Tanrıyla BİR olmakta bulmuşlar.


Erkeğin boşalmayı kontrol altına alma başarısı ona pek çok avantaj sağlar. Bu karşı tarafın tatmin olmaması durumunu ortadan kaldırır ve tatmin süresinin uzunluğu da erkeğin elinde olur.


Bir kere bunun hazzına varan çift, iç huzurlarında da tam ve ruhani gelişmeler sağlayacaktır. Diğer çiftlerin yaşadığı birleşmeler (kontrolsüz ve boşa harcanan enerji) onlara çok sıradan gelmeye başlayacaktır. Ayrıca bu uyumu yakalayan çift birbirine olan yakınlığını asla kaybetmeyip sadakat sorunu yaşanmayacaktır.


Pek çok erkeğin cinsellik anlayışı bilinçaltındaki çocuk tarafından yönetilir. Yeme içme ihtiyacı gibi bir şeydir. Çocuk gibi ona sahip olma, kıskanma, haset gibi duygular besler. Bunlar pek çok çifti birbirinden ayırır. Pek çok çift aşkın ispatını aramakla harcar vaktini ve ararken de pek çok şansı elinin tersiyle itiverir.


Spiritüellik içermeyen ve bununla entegre olmayan cinsellik, kişinin kendi dışındaki bir şeye gösterdiği geçici bir hevestir, bir nevi kişisel güvence arayışı. Belirsizlik ise kıskançlık, suçluluk duygusu gibi hisleri beraberinde getirir, çoğu zaman bunun farkına bile varmayız.


Belli bir zaman beraber yaşayan çiftlerin hayatları bir süre sonra sıkıcı ve monoton olmaya başlar. Bunun nedeni erkeğin boşalma yüzünden zindeliğini kaybediyor olmasıdır. Zira amaç boşalma olduğu sürece ilk başlarda oynanan sevişmeler gittikçe azalmaya, olay sadece ihtiyaç karşılamaktan ibaret olmaya başlayacaktır. Sürekli boşa harcanan enerji ile gerçek aşk da harcanmaya başlar. Her ne kadar erkek anlık bir zevk dahi yaşasa, bilinçaltında en güçlü enerji kaynaklarının heba olduğuna dair sinyaller almaya başlar. Cinsel iştah yok olmaya başlar. Bu da her iki tarafta monotonluk, sıkıcılık hatta asabiyet yaratacaktır. Erkek için artık cazibesini yitirecek, kadın içinse orgazm olamadığı için asabiyet başlayacaktır. Bir süre sonra duygusal beraberlik de bir şey ifade etmez olur. Kavgaların asıl nedenin çoğu zaman bu olduğu bile anlaşılmayacaktır.


Frekans ayarlarınızla oynamayın


Çiftlerin arasındaki şehvetin azalmasının nedeni çoğu zaman aralarındaki zıt enerjilerin ya da cinsel enerjinin azalmasıdır (yin/yang).  Enerjilerin azalması çiftler arasında frekans farklılığına yol açar. Çiftleri, aileyi, dostları bir arada tutan en önemli faktör herkesin aynı frekansta olmasıdır. Bir restorana girdiğinizde aynı masada oturan insanlar, okul bahçesinde bir arada toplanan arkadaşlar, sürekli aynı kişilerin bir arada takılmasının nedeni hepsinin de aynı frekans seviyesinde olmalarıdır. Arkadaşlardan birinin frekansı düşerse ya da çıkarsa artık aynı frekansta olmayacakları için yolları ayrılır. Bu hepimizin başına gelmiştir. Bir ara en yakın arkadaşınız olan insanlar bakarsınız bir süre sonra artık eski samimiyette arkadaşınız değiller. Nedeni artık aynı frekansı paylaşmıyor olmanızdır.


Peki bu frekans ayarları yapılabilir mi? Bunu yataklarını bir süre ayırarak ya da ayrı ayrı tatile çıkarak çözümlemeye çalışan çiftler var. Sorunun gerçekten kaynağına inmeyi başaran çiftler (çünkü sorunun bu olduğunu bilmeden kavgaya tutuşup yollarını ayıran pek çok insan olduğunu söyledik) yin ile yang enerjileri yükseltmek için çaba sarf ediyor ve asıl amaçlarının haklı olmak yerine mutlu olmak olduğunu idrak ediyor.


Evliliklerdeki birincil sorun enerjinin azalmasıdır. Stres, para kazanma derdi, çocuklara harcanan enerji beraberlikleri tehdit edebilir. Yorgun ve uykusuz olan bedenlerin aşk yapmaya vakti yoktur. Oysa belli tekniklerle bu arzuların tekrar canlandırılması, cinsel enerjiye ayar verilerek kontrol altına alınması günlük hayatlarımıza da bir canlanma ve yenilenme getirir. Bu sayede etrafınızdaki bütün güzelliklerin farkına varmanıza yardımcı olur.


Bedenimizdeki enerji serbest bir şekilde dolaşmaya başlarsa etrafımızdaki en sıkıcı şey bile enteresan gelmeye ve hayat yaşamaya değer olmaya başlar. Cinsel enerji beden-zihin-ruh dengesini sağlayan şeydir. Bunu entegre bir şekilde hayatınızla uyumlamazsanız kendinizi tam hissetmezsiniz.


Tao bize her insanda sonsuz bir mutluluk, lütuf ve kocaman bir enerji potansiyeli olduğunu öğretir. Sekse olan şiddetli bağımlılığın üstesinden gelinebilir. Bunu da potansiyelimizi boşa heba etmeyerek; harcamak yerine enerjiye çevirerek yapabiliriz. Bunun sonrasında hiç yaşamadığınız bir mutluluk hissini tecrübe edebilirsiniz.


Zeki bir insan asıl mutluluğun kaynağının kendi içinde var olduğunu kavrar. Cinsel enerji tam anlamıyla kontrol altına alındığında ve daha yüksek mertebelere taşındığında, insanlık bir nevi kozmik vecit ve mutluluğa erişecektir.


Günlük hayatta faydaları neler?


Taocu cinsel pratik (hareketli Çigong ve meditasyon) bedenin daha enerjik ve sağlıklı olmasını sağlar. Spermlerle yumurtalar bedenin hormonal ve kan değerlerini kontrol altına almakta temel tohumlardır. Bunu nasıl başarıcağız? Yukarıda bahsettiğimiz üzere boşa giden cinsel enerji kontrol altına alınacak. Bu tıbbi olarak erkekteki erken boşalma sorununa ve cinsel problemlere; kadındaki âdet düzensizlikleri, cinsel soğukluk ve rahim problemlerine çözüm olacak. İkincisi, cinsel enerji dışarı atılmadan içeride değerlendirilecek; bu da daha uzun ve daha derin bir birleşme sağlayacak. Akabinde cinsel soğukluğa ya da tam tersi aşırı sekse son verecek; kadınla erkek kendi tohumlarından sağlık ve şifa bulma aşamasına gelecekler. Üçüncüsü de orgazmın kalitesi artacak ve bu da genital orgazm, çoklu orgazm, enerjik orgazm, tüm beden orgazmı ya da spiritüel orgazm olarak ortaya çıkacak.


Peki bunu nasıl başarıcağız? Çigong temel kursları, her ne kadar içinde bariz bir şekilde Taocu seksten bahsetmese de, hareketlerin ve meditasyonun içinde cinsel enerjiyi de barındırır.


İçten gülümseyiş çalışması açık bir kalp ile sizin ve partnerinizin güvenli bir şekilde bir araya gelmenizi sağlar. Blokajları, tartışmaları, egoları ortadan kaldırır; cinsel aşkı etkileyecek her türlü sabotajı engeller.


Beş Hayvan ya da Altı Şifa Sesi çalışmaları korkularınızdan ve geçmiş duygu kalıntılarından arınmanızı sağlar. Çigong Duvar Çalışması her bakımdan cinsel gücünüzün artmasına ve blokajların kalkmasına yardımcı olur. Ağaç duruşu sakinleşip içe dönmenizi; kendinizi ve arzularınızı kontrol altına almanızı sağlar. Ba Duan Jin hareketleri yine korkuları yok ettiği gibi, dayanıklılığı ve cesaret gücünü artırır. Doğru alınan Çi nefesi yine her bakımdan kendinizi kontrol atında tutmanıza yardımcı olur. Çigong sayesinde dengeye giren meridyenler, kan dolaşımı ve enerji akışı cinsel performansınızı doğrudan olumlu etkiler.

24 Şubat 2013

KARNIMIZDAKİ İKİNCİ BEYİN




Çigong Alt Dantien





Çi Gücü Hakkında Batı’nın Yeni Keşfi





New York’taki Columbia Üniversitesi’nde görevli nörobilimci, anatomi ve hücre biyolojisi uzmanı Prof. Dr. Michael Gershon, 1998 yılında The Second Brain adlı kitabı yayımladı. Çığır açan bu kitaba göre karnımızda ikinci bir beyin bulunuyor. İkinci beyin, asıl beynin bir kopyası. Hücre tipleri, etken maddeler ve reseptörleri aynı. Karın bölgesinde bu kadar çok sinir hücresinin (yüz milyondan fazla) bulunması, bilim insanlarını, bu organı araştırmaya yönlendirdi. Londra Üniversitesi’nden Sabık Prof. Dr. David Wingate, bu alanın öncülerden ve nörogastroenteroloji kavramını keşfedenlerden. Prof. Dr. David Wingate: “Uzun zaman bağırsaklara, basit refleksleri olan bir organ gözüyle baktık. Kimsenin aklına, sinir liflerini saymak gelmedi” diyor.


Çigong eğitimlerinde bu hiç kullanılmayan sinir hücrelerini kullanabilmeyi öğretiriz. Bütün hareketlerin ve yaşamın merkezidir burası.


İkinci beyin (Çi), hem vücut hem de ruhun hayatta kalmasını sağlıyor. Kendisi, psikolojimiz üzerinde belirleyici olan serotonin, dopamin, opiatlar gibi, psikoaktif maddelerin kaynağı. Hatta Valium gibi etkili ilaçların, teskin edici özelliklerini kazandıran benzodiazepin gibi kimyasallar bile burada üretiliyor. Kısacası karın, beyni pek çok şekilde besliyor.


Karnımızdaki beynin, beyne gönderdiği sinyaller, beyinden alınandan daha fazladır. Karın, hastalanıp, kendine özgü nevrozlar geliştirebiliyor. Karın, hissediyor, düşünüyor ve hatırlıyor. Sezgisel kararlarımızı, bu içsesi dinleyerek alıyoruz. Dünya üzerindeki bütün kültürlerde duyguların, bedenimizin merkezinde oluştuğu ifade edilir. Bir zorluğu aşarken göbek çatlatmak ya da sevinçten göbek atmak; sinirin mideye vurması; açlıktan karnın zil çalması veya dünyayla göbek bağı vb. deyişler bunu doğrular gibi. Beynimizin, içsesimizin fısıltılarını kabullenmesi, karnın, beyne üstün gelmesi anlamına gelmiyor. En azından beynimizin dışında, başka bir merkezin olduğu söylenebilir.


Vücuttaki serotonin miktarının yüzde doksan beşi bağırsaklarda bulunur; sindirimin tetiklendiği yer. Bağırsaktaki sinir hücreleri beyne sinyal göndermek için yine serotonin kullanır. Bu bilgi ağrı, ekşime, gaz, reflü vb halde duygularla iletişim kurarak bizim neyi yiyip neyi yemememiz konusunda eğitici bir rol oynar.


Beynin karındaki beyne tesiri var mı?


Evet. Heyecan vb duygular için beyin karındaki beyne sinyal gönderir. Karnımızda karıncalanma, bir hoşluk ya da sızı oluşur. Karın da beyne geri mesaj yollayarak mutlu ya da mutsuz olduğunu iletir. Karın, beyinden bağımsız olarak da bu duyguları hissedebilir.


Çok enteresandır; kolit vb o bölgeye dayalı hastalıklarda çoğu zaman hastalığın psikolojik nedenlere dayalı olduğu söylenip profesyonel destek almamız tavsiye edilir. Doktorlar, bunu yaratanın beynimiz olduğunu anlatırlar. Bu doğru ama bunu yaratan ikinci beynimiz.


İkinci beynin, beyindeki tüm hücrelerin aynısına sahip olmasının dışında en şaşırtıcı özelliği kendi başına yeni hücreler de üretebilmesi. Çigong’da Çi’yi etkili bir şekilde kullanabilmek için yapılan özel çalışmalar sonrasında bu bölgede var olup da hiç kullanılmayan sinirler kullanılmaya, ustalaştıkça da buradaki sinir hücreleri kendini yenileyip çoğalmaya başlar.


Alt Dantien – Çi’nin Merkezi


Vücutta hareket eden her mekanizmanın başlangıç noktası Çi bölgesidir. Buraya “alt dantien” denir. Yani kollarınızı kaldırdığınızı ya da yumruk attığınızı düşünün; hareket omuzdan çıkıyor gibi görünür ancak tetiklendiği ilk yer bu bölgedir. Bu bölgeyi etkili şekilde kullanmaya başladığınızda her hareketiniz daha kolay olmaya ve etkili sonuç vermeye başlar. Hareketlerinizden kaynaklı ağrı, sızı ve sakatlanmalar son bulur. Yerçekimiyle barışık bir şekilde yaşamaya başlarsınız.




Alt dantien toprakla havanın birleştiği yer olarak kabul edilir. Bu bölge aynı zamanda yaratıcı bölgemizdir. Kendimizi yaratıcılığımızla ifade ettiğimiz yer burasıdır. Bu bölgeyi harekete geçirerek bütün vücudun ihtiyacı olan enerji akışını düzene sokarız; meridyenlerle çakraları dengeleriz. Bu bölgenin verimli şekilde kullanılması özellikle de cinsel enerjinin artmasına yardımcı olur. Burada harekete geçen kavuniçi enerji topumuz Çi’den başkası değildir. Sakinken Çi fazlası burada toplanır. Çigong eğitimlerinde bu bölgeye nasıl Çi depolanacağı ve depolanan Çi’nin gerektiğinde nasıl kullanılacağı gösterilir. Enerjinin doğru akışı açısından da bu bölge “su” ile de alakalıdır. “Bırak gitsin” felsefesini uygulayabilmemiz için bu bölgedeki enerji akışının düzenli olması gerekir. Yoksa burada sıkışan enerji sıkışan duygularımızı da temsil eder (bağımlılık, cinsel problemler, ego, endişe, kaygı vb). Düzenli Çigong hareketleri ve ağaç duruşu ile bu bölgedeki enerji akışı mükemmel seviyeye getirilir.


Yine bu bölge doğru nefes alıp verme tekniklerini uygularken odaklanacağımız yegâne noktadır. Nefesimizi buradan alıp veririz. Ters nefes tekniği kullanılarak Çi’nin daha güçlü bir şekilde öğrenilmesi de mümkündür. Karındaki beyin eğitilirse gerçek beynin önüne geçmeye başlar. Normalde beyinde var ettiğimiz blokajlar kalkmaya başlar. Yapamam, edemem, hayatta olmaz canım, dediğiniz şeyleri güle oynaya yapmaya başladığınızda hayat çok eğlenceli bir hale gelecektir. Stresin ve buna dayalı her türlü sorunun da önüne geçmiş olursunuz.


Videolarına çok sık rastladığınız Şaolin rahiplerinin Çi’yi etkili şekilde kullanarak acıya dayanıklılıkları, güç gösterileri, cisimlere hükmetmemeleri, “ölümsüzlük” mertebesine ulaşmaları hep bu alt dantien dediğimiz ikinci beynin kusursuz kullanımıyla gerçekleşmektedir.


Kinestezi, “kaslar, eklemler, tendonlar arasında mevcut olan sinirsel elementlerin yaşadığı meditatif deneyimler ve vücut hareketleri ile uyarılmasıdır.” Bilinçaltındaki zihin normalde mantıksal zihnin almadığı sinyallere ulaşır ve anında kendiliğinden tepki verir.


Çigong doktorlarının teşhis ve tedavi başarısı tamamen bu kinetik farkındalığın maksimum kullanımından kaynaklanır. Kendi vücutlarında aniden oluşan üşüme, sıcaklık, titreme gibi duygular zihin altında bir iletişim kurulmak istendiğine işarettir ve hastanın vücudundaki problemli yeri doğrudan kendi vücutlarında belirleyen faktördür.


Alt dantieni kullanmada ustalık kazanan uygulayıcılar orta dantien ve üst dantieni kullanmaya hak kazanırlar. Burada dikkat edilmesi gereken şey, alt dantieni kullanmakta ustalık kazanmadan üst dantieni (üçüncü göz) kullanma konusunda acele eden şifacıların Çi’de sapma ve duygusal istikrarsızlık yüzünden tehlikeli durumlar yaşayabileceğidir.

04 Ocak 2013

Çigong ve Meme Kanseri




Geleneksel Çin tıbbında meme kanseri, göğüsler üzerinden geçen karaciğer ve akciğer meridyenine bağlıdır. Dışa vurulamayan ya da çok güçlü negatif duygu birikimleri, yüksek derecede öfke ya da üzüntü olarak ortaya çıkar. Bu da kanserin oluşumuna zemin hazırlar. Kadın vücudundaki en zarif ve hassas organ olan “meme” de en belirgin hedefidir.





Batı tıbbı “meme kanseriyle savaş” adı altında bir tedavi yürütür. Medya da buna yardım eder. Amaçları kansere saldırıp yenerek hayatta kalma mücadelesini kazanmaktır. Çigong yaklaşımı ise biraz daha farklıdır ve toksinleri temizleme, duyguları dengeleme ve bağışıklık sistemini güçlendirme yoluyla kanserle mücadele etmeye odaklanır. Doğu’daki terapiler işgalcileri ilaçla öldürmeye çalışmaz; amaç daha çok vücudun geri kalan her bir hücresini iyileşmek üzere mücadele için etkin kılmaktır. Dengesizlik içe dönük olduğu için, kişi hem dönüşüm hem de iyileştirme yetisine kendisi sahiptir. Çigong, kişinin özünde olan iyileştirici gücü etkin kılmayı ve bağışıklık sistemini harekete geçirerek, hasta olan kişi ne kadar güçsüz ve çaresiz durumda olursa olsun sağlığını geri kazandırmayı hedefler.





Madam Guo Lin, Çigong sayesinde hem rahim hem de mesane kanserinden kurtulmayı başaran örnek bir kadındır. Önce rahim için bıçak altına yatar ancak iyileşemediği gibi kanser bu sefer de mesaneye yayılır. Altı ay ömür biçilen Lin bunu kabullenmez ve Taoist kökenli ailesinden gelen dürtüyle Çigong yapmaya karar verir. Düzenli ve kararlı Çigong çalışmaları sonucunda altı ay içinde kendini tamamen iyileştirir.





Bu mucizevi sonuçtan ilham alarak kendi Çigong kanser deneyimini paylaşmaya ve öğretmeye başlar. Kullandığı Çigong tekniği, vücuda daha fazla oksijen sağlamak ve toksinlerden arınma üzerine kuruludur. Bu egzersizler, kanserin düşmanı olan oksijen sayesinde diğer tüm kanser hastaları üzerinde etkili olmuş ve büyük ölçüde iyileşme sağlanmıştır. Çigong bu sayede pek çok klinikte pratisyenler tarafından kullanılmaya başlanmıştır.





Nefes alabildiğiniz sürece Çigong ile kendinizi tedavi etmeniz son derece basit. İnsanların pek çoğuna yazılarımla ulaşma fırsatı bulabildiğim için yüz yüze gelmediğimiz halde iyileşmelerinde ciddi aşama kaydettiğimiz pek çok danışanım olmuştur. Yazışmak bazen yüz yüze gelmekten daha etkili bir terapi şekli olabiliyor. Problemi olan kişi kendini daha rahat ifade edebiliyor. Problemlerin çoğunu da ilk önce zihinsel boyutta inceleyerek başlamış hatta daha bu boyutta çözüme ulaştırdığımız olmuştur. Meme öncelikle analığı temsil eder. Beslemeyle alakalıdır. Meme kanserinde de en çok rastlanan zihinsel nedenler kendinden başka herkesi aşırıya kaçan şekilde düşünmek; başkalarını kendinden ön planda tutmak; kendini beslemeyi reddetmek; kendini beslemek yerine diğerlerini beslemek; aşırıya kaçan analık ve koruma içgüdüsü; öfkeden deliye dönmek; aldatılmak; evli kadınlarda genelde kocaya karşı duyulan öfke ya da üzüntü; beklenmedik ani üzücü şok edici haberler, acı ve keder olarak görülüyor.





Çoğu zaman çocuğunun büyüdüğüne ve onu kendi haline bırakması gerektiğine inanmak istemez anneler. Koruyacağım derken bunda aşırıya kaçmak onu özgür bırakmaz. Kendi deneyimlerini yaşama fırsatını elinden alırsınız. Çigong zihin ve beden bütünlüğüne dayandığı için herhangi bir enerji ya da hareket çalışmasından önce bunun derinlerine inmekte fayda oluyor. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim İngilizce “let go” olan “bırak gitsin” felsefesi buna en çok yardımcı olan şeydir. Sorunları zihinsel/ruhsal boyutta çözmezseniz yapacağınız egzersizler sizi belki kanserden ilk etapta kurtarır ama içinizde var olan öfke, üzüntü vb duygular onu kısa bir süre sonra tekrar ortaya çıkaracaktır.





Sizlere öncelikli tavsiyem, meme kanserine yol açan zihinsel nedeni bulup onunla vedalaşmanız olacaktır. Nedeni tanımladınız, şimdi onu olduğu gibi kabul edin. Yani “Evet böyle bir durum var ve ben bunu şu anda yaşıyorum.” Daha sonra bu duruma şefkatle yaklaşın ve içinizde duyduğunuz öfke ya da her ne ise onu sevgiye dönüştürün. Son olarak da onu sonsuzluğa gönderip vedalaşın.


Bunları sağlayabilmenin en etkili yollarından biridir Çigong meditasyonu. Meditasyon doğru nefes kullanımı sağladığı, bol oksijen ve toksinlerden arınma içerdiği, zihnimizi boşalttığı, rahatlamamıza yardımcı olduğu ve bu sayede “bırak gitsin” yapmamızı sağlayabildiği için en etkili silahtır. Buna ek olarak bağışıklık sistemini güçlendirecek ve meme bölgesine ve ilgili meridyene ait Çigong hareketlerini düzenli yaparak çok kısa sürede meme ile alakalı her türlü sorundan kurtulmanız son derece basit olacaktır.





Kemoterapi ve radyasyon esnasında kadınlar çok güçsüz düşer ve bağışıklık sistemleri zayıflar. Eğer bunları reddetme gücünüz yoksa bunların yan etkilerini azaltmak, kaybolan gücünüzü toparlamak ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için her zamankinden daha fazla Çigong’a ihtiyacınız olacaktır. Çigong’u ne kadar sahiplenir ve yılmadan hareketlerle meditasyonu entegre halde düzenli bir şekilde yaparsanız hastalıklardan o kadar kısa sürede kurtulur ve sağlığınıza kavuşursunuz. Yapmaya devam ederek de sağılığınızı koruma altına alırsınız.





Meme kanseri için Çigong egzersizleri neler içerir?





Öncelikle temel Çigong kurslarında öğrettiğimiz “dantian” bölgesinden nefes alıp vermekle başlıyoruz. Bu alışılagelmişin dışında mide kısmında çoğunun diyafram nefesi dediği nefes alış veriş tekniği. Burundan alıp veriliyor ve ciğerler kullanılmıyor. Bu nefes tekniğinde sağlanan pratik ile günlük enerji seviyeniz artıyor ve bağışıklık sisteminiz güçleniyor. Bunu ister meditasyon ciddiyetinde lotus oturuşu ile, ister yatarken, ister seyahatte, her zaman yapabilirsiniz. Yapmanız gereken bütün dikkatinizi nefesine yoğunlaştırmak ve nefes alıp verme farkındalığınızı artırmaktır. Bir süre sonra göreceksiniz ki korkularınız, öfkeleriniz, heyecanlarınız daha şimdiden sizinle vedalaşmaya başladı. Yerini sakinliğe, olumlu düşünce ve tavırlara bıraktı. Eğer farklı bir meditasyon yapıyorsanız, ikisini birleştirip bunu yaparken kendi mantranızı bile ekleyebilirsiniz.





Öncelikle hatırlayın, bu egzersizler meme kanseri yanında tüm diğer kanser türlerine şifa olmaktadır.





Yürüme egzersizi: Tercihen doğal bir alanda, gürültü, kirlilik karmaşa olmayan bir yerde yapılması uygundur. Etrafınızda ağaçların, çiçeklerin, kuş seslerinin olması maksimum şifayı getirecektir. Danışanlarımı Dalyan’a davet etme nedenim de bu. Bu yürüme egzersizini daha çok buz pateni yaparken ellerin aldığı şekle benzetebilirsiniz. İki el de aynı anda ayakların ritmine göre sağa ve sola hareket eder. Yani asker gibi ya da uygun adım yürüyüşün aksine dans eder gibi bir yürüyüş söz konusudur. Eller sağa ya da sola birlikte dönerken baş da hafiften onları takip eder. Bir ayak öne atıldığında 45 derecelik bir açı oluşturur, diğer ayak nispeten onun tam arkasında yer alarak 45 derecelik ters bir açı alır. Yürüyüş esnasında burundan nefes alınıp tercihen yine burundan, olmadı ağızdan nefes verilir. Kollar sarkaç gibi hareket ederken ritim içinde yürünür. Alınan her nefeste şifa dolu Çi’nin burnumuzdan girerek tüm hücrelere ulaştığı imgelenir. Nefes verirken de içimizde kötü olan ne kadar toksin varsa onlarla vedalaştığımız… Bu yürüyüş her gün en az on ila yirmi dakika tekrarlanır.





Alternatif nefes: Daha güçlü hissetmeye başladığınız zaman nefesinizi iki kerede alıp tek defada vermeyi deneyin. Zayıf hissettiğinizde ise tek defada nefes alıp iki üç defada vermeyi deneyin. Nefesleri adımlarla uyumlu hale getirmeyi unutmayın. Çoklu nefes alış dayanma gücünüz artıracak, çoklu nefes veriş ise daha fazla detoks yapacaktır.





Wu Ming Ejder Hareketleri ve Meridyen Terapisi




Bu egzersizler olabildiğince yavaş ve yumuşak şekilde yapılmalıdır. Çigong ve Tai Çi’nin ana kuralı hareketleri meditatif halde yapmaktır. Çi’yi ellerinizde ve ellerinizin arasında hissedin.

Bunlara ek olarak sunacağımız pek çok ejder (wu ming) ve diğer Çigong hareketleri, duruş teknikleri, beslenme şekli (alkali), meditasyon ve imgelemeler sayabiliriz. Meme kanseri de dâhil olmak üzere tüm hastalıklardan Çigong yolu ile kurtulmak istiyorsanız düzenli ve kararlı bir şekilde yapmanız icap eder. Çin’de pek çok klinikte hastalar günde beş saate yakın Çigong yaparlar. Madam Lin günde iki saat Çigong ile meme kanserinden kurtulmuştu.





Bir diğer önemli husus da, meme kanserine yakalanmadan önce gerekli önlemler zamanında alınırsa, sonradan mücadele vermeniz gerekmez.