02 Aralık 2014

Yin Yang ve Biz


Yin Yang’ın ne olduğunu hepiniz az çok biliyorsunuz. Gece-gündüz, soğuk-sıcak, ağır-hafif, olumlu-olumsuz gibi karşıt özelliklerin bir arada bulunmasından hatırlayacaksınız.


Burada bedensel açıyı ve enerji boyutunu kapsayan bir yaklaşımla değişik bilgiler paylaşacağım sizlerle.




Çigong gibi enerjiyle haşır neşir öğretilerde Yin Yang’ın önemi büyüktür. Enerji boyutunda sadece zıtlıklar deyip geçmek Çigong’da basit kalır. Zira Yin Yang dengesini kurabilmek bir ustanın senelerini alır. Buna rağmen buna erişemeden sadece Yang seviyesinde kalan pek çok usta vardır.

Eliyle kağıtları yakan, kaşıkları büken, cisimleri oynatan, beden dışı deneyimler yaşayan, hızlı şekilde şifa veren, olağanüstü yeteneklere sahip ustaların tümü uzun seneler boyunca sadece nefes ve meditasyon sayesinde Yin Yang dengelerini kurabilmişlerdir. Bizler ise en usta olduğumuz zamanlarda bile sadece Yang enerjisi ile çalışırız. Dünyadan aldığımız Yin enerjisi, daha önce yazdığımız “Karnımızdaki ikinci beyin” yazısında bahsi geçen Alt Dantien bölgesinde Yang olarak Çi enerjisine dönüşür. Çi daha sonra Shen dediğimiz ruhsal enerjiye, o da Wuji denen hiçliğe yani evrene açılan kapıya doğru yol alır.




Çigong’da yer alan üç adet Çi enerjisi vardır. Bunlara 3 Hazine de diyoruz. Bunlardan ilki evrensel Çi. Bu her şeyi ama her şeyi kapsar. Bizlerin ve dünyanın başına gelen her şeyden evrensel Çi sorumludur. “Felaket” diye nitelendirdiğimiz şeyler aslında evrenin enerji boyutunda denge kurma çabasından ibarettir. Ardından dünyevi Çi gelir. Evrensel Çi’nin etkilerini yaşar. Bununla ilgilenen iki bilim dalı vardır. Biri hepinizin çok yakından tanıdığı Feng Shui, diğeri ise Jeomansi’dir. Jeomansi dünyanın enerji hatlarıyla alakalıdır. Aşağıdan yukarı çıkan enerji hatları, ley ve fay hatları vardır. Yukarı çıkan enerji pozitif, negatif ya da nötr olabilir. Enerjinin negatif olması dünya yüzeyindeki biz insanları yakından etkiler. Hani ağzıyla kuş tutsa dükkânın bereketini bir türlü göremeyen işyeri sahipleri vardır ya; bazı yerler sürekli el değiştirir; bazı evlerde hiç huzur olmaz, oraya evli giren boşanarak çıkar misali örnekler etrafımızda bolca vardır. İşte bu tip yerlerin altından yukarı doğru çok güçlü enerji dalgaları yükselir. Bunlar kimi zaman altta yer alan bir yatır, fosseptik, fay hattı gibi şeylerden kaynaklanabilir. Bununla ilgilenen bilim dalı ise bu enerji hatlarının analizini yaparak, kötü enerjileri bloke eder ve hayat normale döner. Çok zor ama çok etkili bir bilim dalıdır. Bununla ilgilenen yakın bir dostumu bu bilim dalına iten hikâyeyi sizlerle paylaşayım. Dostum yurtdışından bu tarzda bir bilim adamını evinde misafir eder. Küçük kızı hiçbir zaman kendi odasında uyumaz. Ya anne babasının yanında uyur, ya da televizyon karşısında salonda uyuyakalır. Odasına taşımaya kalktığınızda ise kıyameti koparır. Bu misafir eve geldiğinde küçük kızın odasına girer, odada kısa süreli basit bir şeyler yaparak çıkar. Kız hemen o akşam kendi odasında uyumaya başlar. Adamın yaptığı tek şey yukarı yükselen negatif enerjiyi bloke etmek olmuştur. Dünyevi enerji sürekli kendini tekrar eder. Bunun nedeni de sürekli bir enerji dengeleme çabasıdır.




Aynı çaba bizim bedenlerimizde de hâkimdir. Hastalıklar bu şekilde ortaya çıkar. Hem dünyevi hem de evrensel Çi bizleri etkiler. Bedensel Çi burada ortaya çıkar. Hastalıklar gelmeden önce bizleri haberdar eder. Tek yapmamız gereken bedenlerimizi zamanında ve doğru şekilde dinlemektir. Ancak yapmamız gereken jeomansideki gibi kötü olanı bloke edip bastırmak yerine kaynağına inip iyileştirmektir. Zira hastalıkların çoğu enerjinin bloke olmasından kaynaklanır ve sizin yapmanız gereken tek şey enerjiyi serbest bırakarak trafiği açmak ve akışı tekrar sağlamaktır. Enerji mükemmel akmaya başladığında ise hastalık, ağrı, sızı namına bir şey kalmayacaktır.

Yere doğru olan ve yere yakın güçler Yang güçlerdir. Yerçekimi Yang’dır. Enerjinin yukarı doğru yükseldiğini söyledik. Yukarı yükselen bu enerji de Yin’dir. Yin’in yayılmacı ve genişleyen etkisi vardır. Yukarı doğru büyüyen en güzel Yin örnek dalları ve yaprakları ile ağaçlardır. Ancak aşağı doğru yol alan yere yakın güçleri Yang olan kökleridir. Dolayısıyla ağaç kardeşler Yin Yang dengesini kurmuşlardır.




İnsanlara gelince; Yin olan insanlar ellerinden çok kafalarını kullanırlar. Bu yüzden daha çok masa başı işleri tercih ederler. Onları alıp da tarlaya süremezsiniz. Bunlar kapalı yerleri tercih eder ve içe dönüktürler. Geceleri tercih eden insanlardır. Geç vakte kadar oturmayı severler. Yang olanlar ise daha hareketli ve bedensel bünyeye sahiptir. Açık havayı ve doğayı tercih ederler. Dışa dönüktürler. Gündüzleri ve güneşi daha çok severler.




Bedenimizdeki tüm organlar Yin Yang dengesine sahiptir. Kalp kasılıp (Yang) gevşeyerek (Yin) çalışır. Organlar kendi aralarında enerji sistemleri oluştururlar. Örneğin karaciğerle safrakesesi, akciğerle kalın bağırsak, kalple ince bağırsak, mide ile dalak, böbreklerle mesane birlikte çalışarak takım oyunu oynarlar. Bunlardan biri Yang iken diğeri Yin olarak çalışır. Organlarınızı iyi tanımaya başladığınızda Yin Yang özelliklerini bilirseniz onları daha iyi kullanır ve mutlu edersiniz. Örneğin midenin Yang olduğu saatler sabah 7:00 işle 9:00 arasıdır. Bu saatlerde kahvaltı edilmesi bu yüzden tavsiye edilir. Mesela kalbin Yin olduğu zaman saat 11:00 ile 13:00 arasıdır. Bu saatlerde kalbe yönelik kardiyo çalışmaları yapmak sakıncalıdır, zira en sık kalp krizlerinin görüldüğü saatler bu saatlerdir. Temel Çigong eğitimlerinde öğrenciler organlara yönelik bu kapsamlı Yin Yang bilgilerini alırlar.




Sizler de bedensel olarak Yin ya da Yang olduğunuzu bilirseniz hayatınızı ona göre daha çok kolaylaştırırsınız. Mesela Yang iseniz masa başı işlerin sizi mutsuz edeceğini bilirsiniz.

Bedenimiz de ağaçta olduğu gibi üst bölgesi Yin, alt bölgesi yere yakınlaştığı için Yang özelliğe sahiptir. Çevremizdeki dünyevi her şey bizi yakından etkiler. Örneğin yediklerimiz: Tuz, et, süt ve süt ürünleri Yang özelliğe sahiptir çünkü vücudumuzu kasan özelliğe sahiptirler ve bizi daha girişken ve saldırgan yaparlar. Meyve, sebze, şeker ve alkol bedeni gevşeten özellikleri ile Yin’dir. Egzersiz çalışmaları kas yapar, bu yüzden Yang’dır. Meditasyon gevşetir, Yin’dir.




Bedenimizdeki tüm organlar Yin ya da Yang oluşumuza göre şekillenir. Örneğin yüzümüz: İki kulağınız arasından enine bir çizgi çekin, üst kısım Yin alt kısım Yang’dır. Elmacık kemikleri, burun, gözler ve alın akciğer, karaciğer, kalp ve sinir sistemi; ağzı kapsayan alt bölüm ise üreme organları ve sindirim hakkında bilgi verir.




Örneğin Yin özellikteki bir yüz aşağı şekilde duran bir damla şeklinde olur. Alın geniş, çene dardır. Gözler iri, kaşlar eğri ve araları açıktır. Kan dolaşımı zayıftır. Bu yüzden dudaklar ve ten solgundur. Burun kemiği de dardır. Soğukla araları yoktur ve kapalı yerleri tercih ederler. Genelde zayıftırlar ve kilo alamazlar. Yumuşak sesli ve kibar olurlar. Duygusal ve duyarlı olurlar, bu özelikleri sayesinde bunlardan çok iyi sanatçılar çıkar. Manevi tarafları güçlü olduğu için daha çok din, ruhani işler ve kişisel gelişim tarzı konulara merak salarlar. Kültürel ve entelektüel açıdan diğer insanlardan farklı oldukları için bunu bir kibir meselesine döndürebilirler. Mesafeli bir üstünlük duygusu yaşayabilirler.

Yang’a gelince… Yuvarlak bazen de köşeli yüzlü olurlar. Çene güçlü ve geniş, dudaklar dolgun ve kırmızı olur. Kaşları kalın ve birbirine daha yakın, burunları geniştir. Çok iştahlı oldukları için kilolu olmaya müsaittirler. Yemek yemek onlar için tam bir keyiftir. Üzerine yakılan bir puro cabasıdır. Sert içkileri severler. Sesleri gür, bedenleri genellikle kaslıdır. Duyguları ve cinsel dürtüleri güçlüdür. İşkolik olabilirler, günü yoğun ve dolu dolu kullanırlar, akşam geç olmadan yatarlar. Macerayı ve doğayı severler. Dobradırlar ve politik olmayı beceremezler. Bazen de kabadayılık derecesine varabilirler. Öfkeden ve saldırganlıktan uzak durmaları gerekir. Yağlı yiyecekler, et ve sert içkiler yüzünden sağlıklarına dikkat etmeleri gerekir. Kalp, kolon ve yüksek tansiyon hastalıkları en sık karşılaştıkları rahatsızlıklardır. Yin yaşam tarzı ve besinlerle kendilerini dengelemeleri gerekir. Mesela müzik dinleyerek gevşeyebilir, arada bir sebze ve alkali diyetle bedenlerini dengeleyebilirler.

İlişkilerde çoğunlukla kendimize çok benzeyen insanları ararız ama genelde mıknatıs gibi karşıt kutupları çekeriz. Doğru olan budur. Aynaya bakıp “kız ya da erkek olsaydım kendimle çıkardım” diyecek kadar kendimizi sevmek elbet güzel bir şey, ama iş ilişkiye gelince Yin Yang ilişkisi kurabileceğiniz bir ilişki yaşayabilirseniz tadından yenmez.




Yin ve Yang sizinle dengede olsun.

02 Haziran 2014

Kurumsal Çigong






Teknoloji içinde yüzdüğümüz günümüzde, zamanımız kısıtlı ve çok değerli, stres seviyemizse tavan yapmış durumda. Her şeye daha hızlı ulaşmanın peşinde koşarken bedenimiz ve zihnimizde oluşturduğumuz aşırı baskıya kulak asmıyoruz. Farkında olmadan gitgide dengeden uzaklaşıyoruz.


Sosyalleşiyoruz, mobiliz, hiper bağlantılarla iletişim kuruyoruz, sürekli iletişim halinde de kalabiliyoruz, hayatı kolaylaştıracak pek çok şeye de sahibiz. Ancak bu “süreklilik” hali bizi bedensel ve zihinsel yönden yıpratıyor. Kendi bedenlerimizin ve zihinlerimizin efendisi olup sağlık ve mutluluğumuzun dizginlerini ele alabilir miyiz peki?


Toplum tamamen çalışmaya odaklanmış. Tabiri caizse iş manyağı haline gelmişiz. Rahatlamayı öğrenmek bir lüks. Kimse bunu istemiyor zira her türlü rahatlama ve dinlenme şekli tembellikle bir tutuluyor. Çılgın gibi oradan oraya koşuşturmuyorsan toplum seni dışlar. Esas olan tek şey seri olmaktır, hızdır.


Rahatlamak işini yapmanı engellemez; işini yaparken kendine de vakit ayırabilmeni sağlar. Üstelik kendini daha iyi tanımana da yardımcı olur. Yaptığın işin kalitesi değişir; daha yaratıcı, enerji dolu işler yaparsın. Eskisine göre daha az hata yaparsın çünkü artık kafan daha rahattır, her bakımdan derli toplusundur.  Artık gereksiz işlerle uğraşmıyorsundur. Odaklanma ve konsantrasyon gücün artmıştır.


Kurumlar çalışanlarına pek çok eğitim ve pek çok fırsat sağlar. Bunların çoğu elemanların daha da hırslı ve girişken olmasını hedefleyen, daha çok çalışmasına ve enerji sarf etmesine dolayısıyla da daha çok yıpranmasına yönelik çalışmalardır. Psikolojik desteklerin ise pek faydası olmaz. Pek çok çalışan ise soluğu doktorlarda alır.


Çigong bir takım doğal hareketleri nefesle birleştirerek duygusal, fiziksel ve ruhsal dengemizi kurmayı amaçlar. Beden-zihin dengesi kurulduğunda her şey yoluna girer. Aynı yin-yang dengesi gibi. Haritanın doğusunda etkileri tartışılmazken batı dünyası Çigong ile daha yeni tanışmaya başlamıştır.





Nefes almaya, zihni sakinleştirmeye ve berraklaştırmaya vaktim yok!


Yaşadığımız dünya insanların birbirini meşgul etmesi üzerine kurulu bir düzene sahip. Pek çok işi aynı anda yapma yetisine sahip olsak da bir işi yaparken bir başka işin önceliği bizi hep tedirgin eder. Yetiştirmemiz gereken işlerimiz arasında bir de hazırlanmamız gereken öğleden sonraki önemli bir toplantı işimize olan konsantrasyonumuzu bozar ya da eve gitmeden önce bütün işlerimizi yetiştirme ve son e-postalarımızı atabilme derdine gireriz. Bunun sorumlusu ister kendimiz olalım ister dış etkenler kendimizi daima yoğun bir baskı altında buluruz.


Elbette ki Çigong iş yükümüzü azaltmaz ya da günümüze fazladan saat eklemez, bize yalnızca yeni bir açıklık ve perspektif kazanmamız için gerekli teknikler sunar. Şimdiki anda kalmamızı, dikkatimizi dağıtan düşüncelerden ve endişelerden kurtulmamızı, şirket içi ve dışında iletişim kurarken veya harekete geçerken her şeye karşı farkındalığımızı artırmamızı sağlar.





İş zamanı Çigong’a nasıl vakit ayırayım?


Düzenli Çigong hareketleriyle zihnimiz her zamanki sıradan işleyişinden farklı bir yapıya bürünür. Yol kat ettikçe de meditatif bir durağanlık kazanır.


Düzenli lafı çoğumuzda bir tedirginlik yaratır. Zira çoğumuzun zaman problemi vardır. Özellikle iş zamanı! Lakin Çigong hareketleri o kadar basit ve etkilidir ki istediğiniz herhangi bir anda uygulayabilirsiniz. Oturduğunuz yerde yapma lüksüne sahip olduğunuz yegâne öğretidir. Verdiğiniz her molada beşer onar dakika ayırarak yapabileceğiniz bir şeydir. Kaldı ki çalışanları ister hoca nezaretinde ister kendi başlarına Çigong yapabilsin diye belirli saatler ayıran pek çok şirket vardır.





Yerçekimiyle Barışın!


Büyük bir çaba sarf etmeden hareket etmek… Hareket etmeyi ne kadar biliyorsunuz? Gerçekten oturup kalkmayı, eğilip doğrulmayı, yerden bir şey almayı, ağır cisimleri nasıl kaldıracağınızı, ayakta nasıl duracağınızı, bilgisayar karşısında nasıl pozisyon alacağınızı, en önemlisi nasıl yürüyeceğinizi biliyor musunuz?


Kurumsal Çigong çalışmalarımızın en eğlenceli dersi belki de bu kısım. Gün içinde, iş yerinde ve iş dışında kemiklerimize, kaslarımıza, tendonlarımza ve eklemlerimize o kadar gereksiz yük bindiriyoruz ki neredeyse hepimiz soluğu ortopedistlerde alıyoruz. Masa başı işi yapıp da bel, boyun ve sırt ağrılarından muzdarip olmayan pek az insan vardır. Erken yaşta romatizma ve arterit gibi hastalıklara yakalananlarımız bile var.


Bu rahatsızlıkların pek çoğu yukarıda bahsettiğim şeylerin doğru uygulanmamasından kaynaklanıyor. Kurumsal Çigong eğitimini aldıktan kısa bir süre sonra beni arayıp, kronik bel ve boyun ağrılarından kurtuldukları için teşekkür eden pek çok güzel insan var. Vücudundaki enerji akışı düzene girdiği için kendini daha enerjik hisseden, güne daha iyi başlayan, uykusunu daha iyi alan, bedeni kadar zihni de dinginleşen pek çok şanslı insan Çigong’a teşekkürlerini sunuyor.


Yerçekimi çalışmaları esnasında gerçekten çok eğleniyoruz. “Yok artık! 50 senedir yürümeyi bilmiyormuşum” diyerek sevinenden, “Oturup kalkmayı bilmeyen evde kalıyor, ben artık öğrendim (!)”, “Daha 2 günlük çalışmayla şimdiden bel fıtığımın geçtiğini hissediyorum”  diyenlere rastlayabilirsiniz.





Peki, patronlara dönecek olursak! Çalışanların bunlara hâkim olması onlara ne sağlayacak?


En başta, elemanlarınızın meslek hastalıkları yüzünden sürekli rapor alıp “arazi” olmalarını engelleyeceksiniz J Herhangi bir yerinde problemi olan, stresli ve yorgun bir çalışan bunu işine de yansıtacaktır. Müşterilerle ve iş arkadaşlarıyla kurduğu iletişim, satışlar, iş takibi, verim, odaklanma, yaratıcılık, liderlik gibi öğeler bu durumdan olumsuz etkilenen faktörler olacaktır.


Çigong yerçekimi çalışmalarıyla, daha az efor sarf ederek daha verimli çalışmanın yollarını öğretiyoruz. Tendon ve kasların üzerinde biriken stresi, eklem ve kemiklerin üzerine binen yükü ve baskıyı azaltıyoruz.


Her bireyi enerji sarf eden değil enerji üreten birer mekanizmaya dönüştürüyoruz.





Pratikte nasıl oluyor?


Çigong’un kurumlarda uygulanmasıyla birlikte faydaları hemen gözlemlenmeye başlıyor. Öncelikle iletişim problemleri çözülüyor. Her çalışanın iletişim şekli olumlu yönde değişiyor. Bunun nedeni ise üzerindeki stresten nasıl kurtulacağını bilmesi, zihninin berraklaşması ve farkındalığının artması.


Bedenindeki iyileşme doğrudan çalışanın zihnini de etkiliyor. Vücudundaki enerji akışı mükemmel hale gelen biri daha olumlu, doğru ve yerinde kararlar almaya, etrafındakilerle daha etkili bir iletişim kurmaya başlıyor. Yaydığı enerjiden şirket içindeki herkes nasibini alıyor.


Kurumsal Çigong çalışanlara herhangi bir yükümlülük, zorunluluk getirmiyor. “Bir bu eksikti!” dedirtecek bir şey değil. Yaptığınız zaman anında faydasını görüp hayatınızda büyük değişiklikler yaşayacağınız bir fırsat. Üstelik eğlenceli! “Hiç bitmesin istedim”, “Ağaç duruşunu saatlerce yapabilirim”, “Benim meğerse bir boynum varmış” cümleleri bizzat katılımcıların sarf ettiği pek çok ilginç ve güzel cümleden sadece birkaçı.


Yine patronlara dönecek olursak! Çigong sizin için parasal yönden bir avantaj mı? Evet!


Öncelikle çalışanlarınızın sağlık sorunları minimal düzeye inecek. Hastanelere, psikologlara, nörologlara, yaşam koçlarına, diyetisyenlere giden çalışanlarınızın sayısı azalacak. Sürekli rapor alan, evden çalışan, işten kaytaran çalışan diye bir şey söz konusu olmayacak. Enerjisi yüksek olan çalışanın verimliliği de artacak. Stresli olmayan çalışan müşteriyle daha etkili ve olumlu iletişim kuracak. Yaydığı dışa taşan enerji ile ikna kabiliyeti artacak. Çalışanlarınızın yaşamlarında her şey olumlu gittiği için sizin işleriniz de yolunda gidecek. Birbirleriyle iyi iletişim içinde oldukları için çalışanlarınız arasındaki husumet ve kavgalara aracı olmak zorunda kalmayacaksınız. Odaklanma gücü artan çalışanlarınız kendilerini daha etkin biçimde işlerine verecek. Zihni berraklaşan çalışanlar gereksiz yere vakit harcamayacak, işlerini zamanında yetiştirecek. Beyinlerine daha fazla oksijen giden, enerjiyle dolan çalışanlarınızın yaratıcı gücü de artacak ve işlerine yönelik katma değerleri inanılmaz boyutlara ulaşacak.


Tabi bunu alacak olan sadece çalışanlar değil. Pek çok kurumsal şirkette Çigong eğitimlerini öncelikle patronlar, CEO’lar ve üst düzey yetkililer alıyor. Faydasına şahit olup bunu çalışanlarına aktarıyor.





Stres iş yerlerindeki en büyük dert!


Batı stresle mücadelede alternatif yöntemler aramaya başladı. Çigong ve Taichi’yi kurumsal yapının içine sokan pek çok şirketse bununla ilgili başarı hikâyelerini yazmaya başladı. Örneğin Amerika’da stres kaynaklı iş kaybı senede 300 milyar dolar. Hesaplara göre bu çalışan başına yılda 7500 dolar.  Dolayısıyla stresle başa çıkmak şirketlerin bir numaralı hedefi olmalı. Bunun da çaresi maalesef ilaçlar ya da doktorlar değil kişinin beden-zihin dengesini kurmasında yatıyor. Bu da Çigong sayesinde çok kolaylaşıyor.


Stres her zaman kötü değildir. Stres vücudun sizinle konuşma şeklidir ve istenirse yaratıcı bir güce dönüştürülebilir. Ama bize hep onun kötü olduğu söylendi. Stres bedenin savaşmaya hazırlandığının belirtisidir. İlaç almaya kalkarsan bedene karşı gelmiş olursun. Stres anında bedenini doğru bir şekilde dinlersen sana yardımcı olmaya çalıştığını göreceksin ve bunu avantaja çevirmek senin elinde. Stres yönetimi işte budur. Ondan kurtulmak değil, onu dizginleyip, ipleri ele geçirip hizaya sokmaktır.


Çigong stres anında farkındalığın artmasına yardımcı olur. Stres sonucu gelen korku, endişe ve öfkeyi nasıl kontrol altına alacağını bilirsin. Bunu bildiğin için de stresi lehine kullanmaya başlarsın. Onu silahın haline getirebilirsin. Stres altındaki diğer insanlar ondan kurtulma çabası altında ezilirken, sen avantajına kullanırsın. Stres de bir tür enerjidir! Çigong da seni enerji ustası yapar…





Nefes ve Meditasyon


Eski kalıplardan, zararlı düşüncelerden, stresten ve korkulardan korunmanın ve kurtulmanın en etkili yolu şüphesiz doğru nefes teknikleri ve olmazsa olmaz meditasyondur. Herhangi bir anda, en sinirli olduğunuz anı, sizi çileden çıkaran bir toplantıda olduğunuzu düşünün. Hemen o anda sakinleşmeyi ve sizi sinir etmeye çalışan rakiplerinize karşı sakinliğinizi koruyup bu fırsatı vermeyerek 1-0 öne geçmeyi istemez miydiniz? İşte nasıl nefes alacağını bilirseniz hemen o anda sakinleşebilirsiniz zira sinirlenen bir insanın nefes alışverişi ve kan dolaşımı hemen değişir. Sizde ise bunu anında normale döndürecek etkili bir silah mevcut olacak.


Doğru nefes ve meditasyon “büyük resme” bakmanızı sağlayacak. Sığ düşüncelerle ve eski kalıplarla artık işiniz olmayacak. Farkındalığınız farklılık yaratmanızı sağlayacak. Bu sizi daha yaratıcı yapacak. Yeniliklere açık olacaksınız. Daha cesur ve girişimci kararlar alacaksınız.,


Diyet


Çigong’un özel diyet uygulamaları ile hızlı ama sağlıklı şekilde zayıflayan ve formunu koruyan pek çok danışanım var. Doğru beslenme teknikleri, Çigong hareketleri ve meditasyon birleştiğinde sağlıklı bir bedene kavuşursunuz. Bedene zarar veren en önemli etken zihin olduğu için zihninizdeki gereksiz ve zararlı düşüncelerden arındığınızda, bu sizin yemek yeme alışkanlıklarınızı, vücudunuzun yağ ve su tutma yapısını da anında değiştiriyor. Dolayısıyla düzenli Çigong yapan biri ideal kilosuna kavuşup, formunu korumaya başlıyor.


Diyetisyenlere tomarla para verip az zamanda hayli eziyet çektiren diyetler uygulamak, kibrit kutusu kadar peynirle 1 dilim kepekli ekmeğe talim ederek kısa sürede çok kilo verip sonrasında çok daha fazlasını geri almak niye? Hele Çigong ile bunu sağlıklı ve eziyet çekmeden başarmanız mümkünken…


Düzenli Çigong yapan kişi iş çıkışı spor salonlarına gitmek zorunda kalmıyor. Zira iş yerinde zaten çok yoruluyor ve yeterince enerji sarf ediyorsunuz. Neden iş çıkışı gidip daha da fazlasını tüketesiniz ki? Çigong’un amacı sizi enerji tüketen değil enerji sarf eden ve enerjiyi etkili kullanan bir mekanizmaya dönüştürmektir. Zira bedeniniz mükemmel bir mekanizmadır.





Organlar


Çigong’da üzerinde çalıştığımız en önemli organlar böbrekler, mide ve karaciğerdir. Böbrekler korkularla alakalıdır; mide endişe, karaciğerse öfkeyle ilgilidir. Yaptığımız özel organ çalışmalarıyla tüm organlardaki blokajları kaldırmayı hedefleriz. Organlar mükemmel çalışmaya başladığında tüm zihinsel problemler de ortadan kalkmaya başlar. Böbrekleri iyi çalışan biri korkularından arınır, daha cesur kararlar alır. Karaciğeri mükemmel çalışan biri artık öfke kontrolü yapabilir hale gelir, hatta öfkelenmez, sakinliğini korur. Gelecek endişesi olmayan birisi haline dönüşen kişi artık midesiyle barışmış demektir. Gastrit, reflü vb. rahatsızlıklar nedir bilmez. Dolaşım sistemini düzene sokan uygulamalarla kansızlık, tansiyon gibi sorunlara da veda edebiliriz. Gayet basit uygulamalarla kronik baş ağrıları ve migrene de dur diyebilirsiniz. Bunlar, iş hayatı stresinin tetiklediği, sıkça rastlanan sağlık sorunlarıdır.


Kadınlar, giydikleri topuklu ayakkabılar, yanlış taşıdıkları çantalar, kullandıkları kozmetik ürünleri ve maruz kaldıkları stresle pek çok hastalığa davetiye çıkarır. Pelvik bölgeye özel çalışmalarımız sayesinde özellikle kadınlar genital hastalıklardan ve eklem sorunlarından kurtulabiliyor.


Çok oturmaya dayalı eklem rahatsızlıkları, basur, prostat gibi erkek hastalıkları da düzenli Çigong hareketleriyle iyileşiyor.





Çigong’un faydalarını tekrar sıralayacak olursak:


-          Kişinin bedensel-zihinsel bütünlük ve dengeye kavuşmasını sağlar


-          Verimliliği ve yaratıcılığı artırır


-          Çalışanların moralini yükseltir


-          Kişisel iletişime olumlu katkısı olur


-          Müşteri memnuniyetinin artmasını sağlar


-          Hastalık yüzünden işe gitmeme durumunu ortadan kaldırır


-          Bağışıklık sistemini güçlendirir


-          Odaklanma ve kendini işe verme oranını arttırır


-          Kişinin yaptığı işten keyif almasını sağlar


-          Zaman yönetimini olumlu etkiler


-          Bedeni ideal forma sokar


-          Mesleki hastalıklara son verir


-          Uyku problemine son verir


-          İçe kapanıklığa son verir


-          Sahne korkusu problemine son verir


-          Stres ve depresyonu önler


-          Kişinin sağ-sol beyin dengesi kurmasını sağlar


-          Kişinin daha cesur kararlar almasını sağlar





Daha mutlu ve sağlıklı bir iş hayatı için sevgiyle kalın…

01 Mayıs 2014

Şifacılığa Giriş





Bana gaz veren ve Çin’e gidişimi tetikleyen şey, mesane kanseri olan bir kadının Çigong ustaları tarafından 3 dakika içinde iyileştirilmesini gösteren bir video olmuştu.


Çin’den döndüğümde uzun bir süre inzivaya çekilip sabah akşam düzenli Çigong egzersizlerimi ve meditasyonlarımı yaptım. Bu esnada sadece farkındalık yaratmak amacıyla Çigong hakkında dergilere makaleler yazdım. Ardından büyük ustalarımın yetkilendirmesiyle eğitim vermeye başladım.


Web sitemde yazdığım bir ibare yüzünden pek çok kişiden sitem dolu, hatta bazen hakaretlere varan yazılar aldım. Söylediğim, insanların benden şifa vermemi istememeleri, onlara kendi kendilerini nasıl iyileştirebileceklerini öğretmeyi hedefliyor olmamdı. “Madem Çin’e gittin, niye şifa vermiyorsun? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?“ diyen okurlarım oldu.


Bir şifacının şifa sürecini anlatayım size. Elinizde aktaracak çok güzel, çok değerli bir bilgi vardır. Bu bilgi herkesin ortak kullanım alanıdır. Herkes gani gani faydalanır ondan. Bu bilgi kendi kendini iyileştirme sanatıdır. Ancak insanlar hasta olduklarında ilk önce kendilerine olan inancı yitirirler; kendilerinden başka herkesten, her şeyden medet umar hale gelirler. Doktorlar, ilaçlar, alternatif tıp, üfürükçü hocalar, aklınıza ne gelirse… İşin şifacı tarafına geri dönelim. Evet, elinizde gerçekten başkalarına verebileceğiniz bir şifa gücü vardır. Biri gelir, hastadır. Ona göre hastalığı her şeyden daha birincil önemdedir. Onu iyileştirirsiniz. Artık iyidir. İnsanların en büyük sorunu kredisini çabuk tüketme özelliğidir. Hastalığından kurtulmuş olmanın minnettarlığı kısa sürer. 3 bilemedin 5 ay sonra tekrar kapını çalar. Bu sefer de başka bir yerinde sorun vardır. En az birinci kez geldiğindeki kadar önemlidir onun için. Yalvarır yakarır. Bu geliş gidişlerin sonu yoktur. En kötüsü artık kendi sorunu kalmayınca bu sefer etrafındakileri size taşımaya başlar. “Bizim amcaoğlunun da sorunu var, ona da bakıver”. Bu sefer amcaoğlu size teyzekızını getirir. Zilleriniz sürekli çalar, telefonlarınız hiç susmaz. Şifacı olarak size yüklenen amaç bu değildir elbet. Seçim ustası mı yoksa durum kurbanı mı olacağınız size bağlıdır. Çekim yasasına göre “herkes seçimlerinde özgürdür”. Yukarıdaki örnekleri kendi şifacı ustalarımdan gözlemleyerek deneyimlediğim için onlar gibi “üfürükçü hoca” muamelesini görmeyi tercih etmedim. Benim de seçimim bu yönde oldu. Hatta ilanlar verip, kurslar düzenlemekten bile kaçındım. Çünkü amacım sadece Çigong’u kendi isteğiyle öğrenmek isteyenlerin beni bulması idi. Öğrenci hazır olduğunda hoca bekliyor olacaktı. Bu yüzden inzivaya çekildiğim beldede öğrencilerin beni bulup gelmesi beni hep mutlu etti.


Seçimim daha yüce olduğuna inandığım “kendi kendini iyileştirme” felsefesi oldu. Sevgi ilk önce insanın kendinde başlar. Kendini yeterince sevemeyen bir insanın başkalarına yeterince sevgi duyması ve göstermesi pek mümkün olmaz. Zira sizden taşanla beslenir insanlar. Sevgi koşulsuzdur. Koşulsuz sevgi ise ancak beklenti olmadan içten ve kalpten gelen bir sevgi seliyle gerçekleşir.


Çigong’un kendi kendini iyileştirme felsefesi tamamen beden-zihin-ruh bütünlüğüne dayanır.  Bu bütünlüğü sağlamayı başaran her birey kendi içinde barışı, huzuru ve mutluluğu yakalar. Zihni berraktır. Her şeyin farkındadır. Enerji akışı vücudunda mükemmel seviyededir. Kendini, tüm insanları, tüm canlıları ve doğayı eşit derecede sever. Hepsinin “BİR” olduğunu bilir.


Bu felsefeyi benimseyen kişi etrafına ışık saçmaya başlar. Hiçbir şekilde dünyaya gönderilirken size yüklenen bir misyon yoktur. Böyle olduğuna inanıp kendini paralayan pek çok şifacı vardır. Sizin tek misyonunuz size verilen hayatı en iyi şekilde yaşamak ve bunu yaparken de etrafınızdakilere örnek olmaktır. Schindler’in Listesi’ni oluşturup “Yardım edemediğim kim kaldı?” düsturu ile yaşayamazsınız. Bu yüzden elinizde bir bilgi varsa, bu bilgiyi paylaşarak ondan kurtulabilirsiniz ancak. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır, zenginleşir ve değer kazanır. Bilgi sadece sizde kalırsa, insanlara sadece yardım ettiğinizi sanırsınız. Yardımsever bir bencil olursunuz.


Şifacıların bir başka sorunu ise sahip oldukları yetileri tanrısal bir güç olarak görüp şifacılığın temeline inmemeleridir. Şifa verirken kullandığımız en önemli bölge alt dantiendir. Burası enerjinin depolandığı ve tetiklendiği yerdir (karnımızdaki ikinci beyin). Burası tüm duyguların en saf haliyle oluştuğu mucizevî bir yerdir. Bu bölgeyi kullanmada ustalaştığınız zaman artık şifa verebilir hale gelirsiniz. Artık orta dantien ve üst dantieni de kullanabilirsiniz. Orta dantien kalpten şifa, üst dantien ise düşünce gücüyle şifa diye adlandırılabilir.  Kimi şifacılar doğuştan ya da sonradan kalpten veya düşünce gücüyle şifa yetenekleri olduğunu fark eder. Bunu tanrısal birer hediye olarak kabul ederler ve kendilerini ayrıcalıklı görürler. Hâlbuki en kullanmaları gereken yeri es geçerler. Hal böyle olunca bu tip şifacılar çok çabuk yorulurlar, bitkin düşerler; günde çok az hastaya bakabilirler ve pek çoğu senden benden daha hastadır. Pek çok şifacı genç yaşta aramızdan ayrılır. Bunun tek nedeni Çi enerjisini depolama, kendileri arındırma ve enerjiyi bir avatar gibi yönlendirme konularında ustalaşmamalarıdır.


Ellerinizden yoğun bir enerji akabilir, elleriniz cayır cayır yanabilir, elinizi koyduğunuz yer ateş gibi yanabilir ya da ne siz ne de alıcı hiçbir şey hissetmeyebilir. Enerji illaki görevini yerine getirir. Şifacıların en önemli sorunu ise hasta ve hastalıkla özdeşleşmeleridir. Verdikleri şifa karşılığında minnettar kalınmayı beklerler, hastanın onun sayesinde iyileşip iyileşmediğini çok önemserler ya da şifa veremedikleri için üzüntü duyarlar, sorumluluk hissederler. Dediğim gibi kimse size böyle bir misyon yüklemedi. Enerjiyi verir geçersiniz. Hasta ya da hastalıkla aynı titreşime girerseniz enerjiniz ayaklar altına düşer. Düşünce yapınız ondaki hastalığa olumsuz etki eder. Karşınıza gelen hastaya acımak, haline üzülmek vb. duygular her ne kadar insani duygular da olsa, sizin gardınızı düşüren etkenlerdir. Ellerinizden enerji akmaya devam eder ama zihniniz hastalığa, acımaya, durumun vahimliğine odaklanırsa onu zihinsel olarak var etmeye devam edersiniz ve faydadan çok zararınız olur. Meşhur videodaki gibi “vassa vassa” yani “sen çoktan iyileştin” olayına giremezsiniz. Bunun yolu ise gelen her vakaya karşı “nötr” olmayı başarmaktan geçer. Bunu en iyi başaranlar, isimsiz kahramanlar olarak acil serviste çalışan cengâver doktorlardır. Elinizi iyileşmesini istediğiniz yere koyduğunuzda bırakın enerji sadece aksın. Akan enerjiye karşı ne kadar nötr olursanız görevini o kadar iyi yapar. Kararsızlık, olumsuz düşünceler, hastalıkla bütünleşme, enerjinin de aklını karıştırır, görevini başarıyla tamamlayamayabilir. Sizin göreviniz sadece enerjiye yön vermektir, zira enerji sizin değildir. O evrene aittir. Size verilen hediye, onu alıp yönlendirme becerisidir. Enerjinin kendinden olduğuna inanıp kendini tanrısallaştıran ustalar kendine yazık eder.


Eğer günün birinde şifacı olmayı hedefliyorsanız, işe en başından başlamanızı tavsiye ederim. Evinize davul ya da gitar alıp, yaratana sığınıp deşarj olabilirsiniz. Doğaçlama takılabilirsiniz. Ama en baştan almanız gereken temel eğitimi almazsanız artık başa dönmek zor bir hal alır. Enerji depolamayı, enerjinin kendi vücudunuzda mükemmel akışını, enerjiyle dans etmeyi ustalık mertebesine getirmediğiniz sürece yarım yamalak bir şifacı olursunuz. Tüm bunların olmazsa olmazı da meditasyon, meditasyon, meditasyondur… Meditasyon olmadan yaptığınız Çigong ya da Taichi birer sabah egzersizinden öteye geçmez. Ancak meditasyon aklınıza geldikçe günde 20 dakika ayırmanızla sağlayacak bir denge değildir. Başlangıçta öyle bile başlasa, devamında artık yaşamınızın bir parçası halini alacak ve “medite” halde kalmanızı gerektirecektir. Meditasyon beden-zihin-ruh bütünlüğünü sağlayan tek unsurdur. Zihni berraklaştıran, sizi zehirleyen düşüncelerden arındıran, Çi ile bütünleşmenizi sağlayan ve farkındalığınızı artıran yegâne aracınız odur.


Bundan yüzlerce yıl önce biliminsanları şöyle demiş: “Öyle bir zaman gelecek ki insanlar birbirini iyileştirecek ve tıbba gerek kalmayacak.” Bunun yolu önce kendimizden geçiyor. Herkes kendini ve diğer insanları nasıl iyileştirebileceğini bilecek çünkü artık zihinlerini değil duyguların gücünü kullanacaklar.


Benden tıbbi Çigong talep eden pek çok öğrenci oluyor. Elbet herkes için onun da vakti gelecektir ancak ülkemizde buna sebat edecek sabırlı öğrencilere pek denk gelinmiyor. Kendilerini nazikçe reddediyorum çünkü almaları gereken temel eğitimi ve usta-çırak ilişikisini atlayarak kestirme yoldan şifa vermeyi amaçlıyorlar. Çi’de ustalaşmadan şifa vermeyi unutun; yaptığınız Çigong, Reiki, hangi tür şifa yöntemi olursa olsun.


Tekrar etmek gerekirse, şifacı olmayı tercih edebilirsiniz. Ama şifacı olmak usta olmak demektir. Her usta çıraklığını tamamlamak durumundadır. Eğer gerçekten hakkını vererek şifacı olmak istiyorsanız, usta-çırak ilişkisi yaşayabileceğiniz bir usta seçin kendinize. Sabırla, sebatla, bol pratikle siz de ustalaşın. Zira “Gong”un tanımı budur. Çi enerjisini kullanmada ustalaştığınız zaman artık siz de Çigong yapıyorum diyebilirsiniz.


Çi sizinle olsun.


Çigong Formları







Yine çok sık gelen sorulardan birini cevaplamak istedim bu sayıda. Çigong formlarını merak edenler sevgiyle okusunlar…


Bunları okuduktan sonra aklınızdan geçeceğinden emin olduğum ve daha siz sormadan cevaplamak istediğim bir başka soru ise şu:
“Peki hangi formu yapmalıyım?”


Hangisini yaptığınız, gösterdiğiniz sebat ve özveri ile doğru orantılı. Yani içlerinden birini seçin; hakkını vererek yapın; yeterli zamanı ayırın; beden-zihin-ruh üçlüsünü es geçmeyin; usta-çırak ilişkisine özen gösterip siz de ustalaşıncaya kadar sabırla ve sebatla hocanızın izinden gidin. Bunları yaptığınız sürece hangi formu seçerseniz seçin, hem bedenen şifa bulur ve güçlenir hem zihnen aydınlanır hem de ruhen huzura kavuşursunuz. Yaşlılık sadece rakamdan ibaret olur. Hastalıklar ise kâğıt üzerinde kalır.


Önemli bir husus da şu: Hangi formu seçerseniz seçin, öncesinde duruş, nefes ve meditasyon tekniklerini içeren, Çi’de ustalaşmanızı sağlayacak temel bir eğitimden geçmenizi şiddetle tavsiye ederim.


Sıralamasına dikkat etmeden Çin’de ve ülkemizde uygulanan en popüler formlardan örnekler vererek devam edelim.


5 Hayvan Çigongu (Wuqinxi)


Hani biri alsa Reiki, Şiyatsu, Yoga, Tai Chi ve Ruhsal Şifayı harmanlayıp önümüze koysa… Bu ancak 5 Hayvan(Wuqinxi yada Wuxing Quan) hareketi olarak ortaya çıkardı. Çok geniş bir şifa yelpazesi olan bu formun uzun yaşam ve pisişik yetenekler üzerinde de etkisi çok yüksek.


Yapmanız gereken, belli akupunktur noktalarına odaklanıp birkaç dakika boyunca yoğunlaşmak; gerisi kendiliğinden geliyor. Bilinçli olarak hareketleri hatırlamanıza da gerek yok, en saf haliyle Çi alıştırması yapacaksınız.


Enerji, ihtiyacınız olan şifa gereksinimine göre vücutta kendiliğinden dolanır. Örneğin boynunuzu iyileştirmek için onu en doğru yönde hareket ettirmelisiniz. Doğru akupunktur noktalarını bulup, buralara masaj uygulamanız ve 5 hayvandan (kaplan, ayı, geyik, turna ya da maymun) birini taklit etmeniz gerekir.


Çinliler, asırlar önce, hayvanların bazı hareketlerini taklit ederek iyileşmenin formüllerini bulmuş. Bu hayvanların kimi diğerlerine göre daha hızlı, kimi daha çevik, kimi daha güçlü, kimi daha iyi gözlere, kimi daha iyi kulaklara sahip olmak gibi özelliklere sahiptir.


Diğer spontane hareketler uygulama esnasında ortaya çıkar, örneğin vücuttaki bazı özel bölgelere vurmak ya da tokatlamak, silkinmek, tonlama, Tai Chi ya da Kungfu tarzı hareketler yapmak, topraklanmak  gibi.


Yürüme Çigongu (Guolin)


Anti-kanser Çigong’u adını alan bu tür Çinli kadınlar arasında çok yaygındır. Son 30-40 yıldır yaygın bir şekilde uygulandığı gibi pek çok hastalık üzerinde olumlu sonuçlar vermiştir. Lösemi, lupus, böbrek iltihabı, siroz gibi hastalıklara maruz kalan on binlerce hastanın iyileşmesinde önemli rol oynamıştır. Ayakta durma ve adım atabilme yetisine sahip her hastanın kolaylıkla yapabileceği bir formdur. En ileri safha kanserlerde bile önemli şifa etkisine sahip olduğu için, uygulamayı öğreten ustaların bu forma olan inancı ve özgüvenleri de bu yüzden oldukça yüksektir.


Ölümcül hastalıkların yanı sıra, yüksek tansiyon, romatizma, hepatit, alerji, kalp gibi kronik hastalıklara da kolaylıkla şifa verdiği biliniyor. Üstelik batı tıbbının sıkça başvurduğu kemoterapi, radyasyon, ameliyat, anestezi, antibiyotik ve hormonal tedavi gibi yöntemlerin yan etkilerine maruz kalanları da çabucak fabrika ayarlarına geri getirdiği gözlenmiştir. Batı tıbbında hastanın bir yerindeki kanser, tedavi esnasında başka bir yerine sıçrarken, hasta saçlarını kaybedip, tedavi yüzünden bağışıklık sistemi zayıf düşerken ve depresyona girerken, Çin tıbbında birden fazla kanseri olan bölgeler eş zamanlı şekilde iyileşebilmektedir.


Rahatlama Çigong’u (Fang Song Gong)


Fang Song Gong hareket etmenize gerek olmaksınız kolaylıkla yapabileceğiniz nadir türlerden biridir. Kolaydır, pratiktir ve şifa kapsamında pek çok hastalık vardır. Özellikle yaraların çabuk iyileşmesine, stresi yenmeye, kronik ağrıların dindirilmesine, uykusuzluk ve duygusal dengesizlik sorunlarının giderilmesine çok yardımcı olur.


En iyi tarafı da yatarak ya da oturarak yapılabilmesidir; %100 zihin alıştırması diyebiliriz. Çigong terminolojisinde Jing Gong Çigong’un statik türünü, yani dinamik türü olan Dong Gong’un tersini simgeler. Her yaştan insanın, fiziksel durumu ne olursa olsun yapabileceği kolaylıktadır.


8 Brokar (Ba Duan Jin)


Dokumanın 8 İpliği de denen bu form Çin’in gelmiş geçmiş en büyük generallerinden Yu Fei tarafından 3000 bin yıl önce askerlerini hastalıklara karşı güçlü kılmak, onları yenilmez, hatta ölümsüz yapmak için oluşturulmuştur.


8 temel hareketten oluşur. Her harekete odaklanıp, nefesinize odaklanırsınız. Çi’nin akışını mükemmel bir şekle sokar, kasları kemikleri ve eklemleri güçlendirir, esnekliği artırır, dolaşım sisteminizi güçlü kılar, her bir organa ayrı ayrı şifa verip sinir, dolaşım, sindirim ve üreme sistemlerinizi güçlendirir. Bu form sayesinde bütün meridyenleri ve birbiriyle bütün halinde çalışan enerji sistemlerini uyum içinde dengeye sokup şifa verirsiniz.


Yapılan her hareket dışarıdan sabah egzersizi tadında görünse de içeride çok büyük fırtınalar koparan bir formdur. Temel Çigong eğitimlerinin hemen ardından öğrencilerimle paylaştığım ilk formdur. Yapması ve hareketleri hatırlaması kolay, estetik ve çok etkilidir.


Çigong Masajları


El, yüz, dil, göz masajlarının yanı sıra böbrek, karaciğer, beyin gibi iç organlara yapılan masajlar ve şifa tonlamaları seslendirerek organ, meridyen ve enerji sistemleri üzerinde uygulanan çok etkili masaj tekniklerinden bahsedebiliriz.


Her formun sonunda yapılması şart olan temizlik ya da arınma hareketleri kabaca bu masajların birleşimini oluşturur. Ancak bu masajların tek tek uygulanması da inanılmaz faydalar sağlar.


Meridyenler arasındaki Çi blokajları sadece bu masajlar sayesinde temizlenip açıldığı için enerji daha rahat hareket eder. Örneğin düzenli göz masajıyla gözlüklere veda eden insanlar vardır. Böbrek ve kulak masajıyla (ki bu ikili aynı enerji sistemindedir) korkularını yenip duyma yetisine tekrar kavuşanlar da vardır. Dil masajıyla ağız ve diş sağlığına tekrar kavuşup, tükürük salgısı sayesinde hastalılarını yenen de mevcuttur. Kafa ve yüz masajı kan dolaşımını hızlandırdığı için güne daha enerjik başlar, hafıza ve konsantrasyon sorunlarına elveda dersiniz. Belli akupunktur (B27) ve meridyen (timüs) noktalarına uygulayacağınız masaj hareketleri ile de pek çok kanser ve tümörlü hastalıkla vedalaşabilirsiniz. Masajların listesi ve faydaları saymakla bitmez.


Tai Chi Çigong


Tai Chi bir uzak doğu dövüş sanatıdır. Çigong Çi’yi ustalıkla kullanma sanatıdır. Tai-Chi Çigong ise, Çigong’un Tai Chi’den ödünç aldığı bazı hareketler sayesinde her iki öğretiye de fayda ve şifa sağlayacak şekle sokulmuş halidir. Daoist ve Shibashi olarak bilenen iki türü yaygındır. Daoist 14 hareket olarak görünür ancak bazı hareketleri çiftli kombinasyonlardan oluşur, onlar da tek olarak sayıldığında onun da toplamı 18 eder.


Shibashi 18 nazik, yavaş ve yumuşak, akış halinde birbirini izleyen hareketten oluşur. Hareketlerin göze hitabeden güzelliği vardır. 1970’lerde Lin Hou Sheng tarafından kurgulanmıştır. Popülerliği Çin’le sınırlı kalmayıp, Malezya, Singapur ve Endonezya gibi Asya ülkelerine de sıçramıştır.  Daoist Tai Chi Çigong’da ise organların, meridyenlerin ve enerji sistemlerinin şifasına yönelik olduğu için, akış yerine hareketlerin belli sayılarda tekrarı esas alınarak nefese ve Çi’ye odaklanılır.


Shibashi eklemleri, kasları, tendonları güçlendirirken stresten arınmamıza, enerjiyle dolmamıza, enerjiyi dengelememize, zihin-ruh-beden dengesini kurmamıza yardımcı olur.


Yaşadığım yerde, haftada 3 kez, sabahın erken saatlerinde göl kenarında yapmaktan büyük keyif aldığımız bir gelenek halini almıştır.


Hareket Kabiliyetini Artıran Çigong (Nei Jin)


Çigong’un dinamik formlarından biri olan Nei jin başlıktan da anlaşılacağı üzere hareket kabiliyetimizi ve dayanma gücümüzü artırmaya yönelik hareketlerden oluşur.


Ağrılar, bel, boyun, sırt ve dizlerde yaşanan eklem sorunları, fıtık, romatizma, arterit gibi sorunlarda, spor sakatlanmalarında ve yaşlılığa dayalı sorunlarda sıklıkla kullanılan bir formdur.


Her biri 6 hareketi kapsayan 6 setten oluşur. Her set ayrı bir problemi çözmeye yöneliktir. Bunlar başlıca boyun, omuz, bel, eklemler, tendonlar, yumuşak dokulardır. Uygulanması son derece basit ve yavaştır ancak etkileri hayli güçlüdür. Bunu yavaş akan ancak karşısına çıkan her şeyi önüne katan bir sel suyunun gücüyle kıyaslayabiliriz. Çok sert görünen yüksek boydaki deniz dalgalarının kıyıya ne kadar sert vurursa vursun kayaları aşındırması seneler alıyorken yavaş yapılmasına rağmen Nei Jin’in etkisi hızlı ve güçlüdür.


Fragrant (Mis Kokulu) Çigong


Binlerce sene saklı kalan formlardan biri Fragrant Çigong. İlk kez 1988 yılında halkla tanışıp kısa süre içinde hiç reklamı yapılmadan ağızdan ağıza dolaşarak en popüler türlerden biri haline gelmeyi başarmıştır.


1998 yılında Çin Ulusal Çigong Kurumu tarafından 50 popüler form arasından en etkili yöntem seçilmiştir. Bu seçimdeki en önemli kıstas, şifa gücü ve kapsadığı hastalıklardan çok, kolaylığı, herkes tarafından yapılabilirliği ve uygulamak için günlük olarak harcanan zamanın kısalığı olmuştur.


Bu kolay yapısına rağmen bilinen ve bilinmeyen pek çok hastalığı tedavi eden formu yapmak için günde sadece 10-15 dakika ayırmanız yeterlidir. Gereken tek şey duruş ve nefes tekniklerine dikkat etmeniz ve zihninizi boşaltmanızdır. Çinlilerin, “en karmaşık şeylerin bile oldukça basit bir çözümü vardır” felsefesine denk düşen formlardan biridir.


Sadece 15 hareketten adetten oluşur. Ayakta duramayanlar oturarak da yapabilir. Özel konsantrasyon gerektirmez, TV seyrederken, iş yerinde, her şekilde yapabilirsiniz.


Hareketleri yaparken genellikle uygulayıcıların sıcak soğuk algılarında artış, ürperti, kaşıntı isteği, koku alma kapasitesinin arttığı ve hoş kokular aldıkları gözlenmiştir -adındaki mis kokulu tanımı belki de bu yüzdendir.- Tüm bunlar enerji dengesinin kurulmasından ibarettir. Özellikle astım, şeker, ülser, alerji, yüksek tansiyon, cilt problemleri, duyma kaybı, görme bozukluğu, migren, depresyon, kalp rahatsızlığı gibi hastalıklarda çok etkili sonuçlar vermiştir. Hatta bu hastalıkların bazılarını 2-3 seans gibi kısa sürelerde iyileştirdiği görülmüştür.


Canlılık Çigongu (Vitality)


Şifa verme türleri içinde en etkili olanlardan biridir. Metabolizmayı hızlandırır, sindirim sistemini güçlendirir, yaşlılığı geciktirir, sonsuz enerji sağlar.


Lenfatik sistemleri uyararak bağışıklık sistemini güçlendirir. Kemikleri, kasları ve eklemleri korur. Organlara şifa vererek genç kalmamızı sağlar. Eklemlerin sıvı ihtiyacını karşılar. Sinir sistemini düzenler. Sakin kalmanızı sağlar. Şifa verme yeteneğinizi artırır. Tıbbi Çigong’un en etkili araçlarından biridir. Öncesinde Fragrant Çigong’da ustalaşılması tavsiye edilir.


5 Öğe (5 Element) Çigong’u


Ateş, Su, Toprak, Metal ve Ağaç öğelerinden oluşan en etkili tıbbi Çigong türüdür diyebilirim. Her şeyi enerji boyutunda düşünecek olursak bu formun gücü inanılmazdır… Çi’yi bedensel, küresel ve evrensel Çi diye sınıflandırınca, diğer ikisini de kapsayan evrensel Çi’ye açılan kapı şüphesiz ki 5 Element Çigong ile gerçekleşir. Şifa alma ve verme açısından %90’lık bir başarı garantisi vardır. 5 Öğe, içerisinde 12 meridyeni içerir. Çalışmalar esnasında tüm meridyenler, hastalıklara neden olan zihinsel sebeplerle birlikte temizlenerek şifa bulur. Organların ve enerji sistemlerinin birbirleriyle ahenk içinde mükemmel çalışmasını sağladıktan sonra, aynı uyumu doğayla ve bahsi geçen 5 Öğe ile kurup “BİR” olmayı başarınca hissedecekleriniz tarif edilemez bir mutluluk verecektir.
Öncesinde Canlılık Çigong’da ustalaşmanızı tavsiye ederim.


Dong Yi Gong


Kurucusu Guo Zhichen’dir. Üstün zekâlı bir çocuk olarak 10 yaşında tıp okumaya başlamış. 16 yaşına geldiğinde iyileştiremediği hastalık kalmamış. Yi Gong Şifa Çigong’u demektir. Zhineng Çigong türlerinden biridir. Fragrant, Vitality ve 5 Element ile başlayan sıralamanın en sonuncu formu olan Dong Yi Gong, diğer üçünde ustalaşmanız halinde şifa başarınızı %100’e çıkaracaktır. Çoğunlukla şifa tonlamaları ve sayılardan faydalanır. İmgeleme ve paralel evrenlerden duyguların gücünü kullanarak hastalıkların yada sorunların çoktan iyileşmiş olduğuna odaklanır. Öğrenmesi çok kolaydır ancak ustalaşmak zaman ister ve önceki 3 formda ustalaşmak zorunludur. Bu dörtlü öğreti gurubu Tıbbi Çigong almak isteyen öğrencilerime verdiğim yada almasını tavsiye ettiğim en etkili sıralamadır.


Wild Goose (Dayan) Çigong


Kazın hoş ve zarif hareketlerinden yola çıkan Çigong ustaları, Çi’nin bu yolla vücutta daha kolay ve etkili bir şekilde yol aldığını ve beden-ruh ilişkisini mükemmel şekilde yakaladıklarını fark etmişlerdir. 1000 yıllık bir geçmişi olan formun ilk ustası Bayan Mme Yang Meijun’dur. Şu andaki yaşayan efsane büyük usta Dr. Bingkun Hu ise bu formun temsilcisidir. Onun da ustası ve asıl formun yaratıcısı Mei-Jun Yang’dır.


Özellikle vücut esnekliğini artıran, Dayan Çigong da denilen bu form, kan dolaşımını ve nefesi düzene sokan, içerdeki ve dışarıdaki Çi’yi ustalıkla yönlendirmenizi sağlayan bir güce sahiptir. Seviyelerde ilerledikçe Yin-Yang dengesini kurmakta ustalaşacak, Çi arınmasını yaşayacak (kötü ve iyi Çi dengesi), fiziksel gücünüzü artıracaksınız. Daha sonraki seviyelerde ise Baqua adımları ile savaş sanatlarına giriş yapacaksınız. Tüm meridyen ve organlara şifa vermekte ustalaşacaksınız. Dayan Çigong’un tek zorluğu ilk 2 seviyesinin 64’er hareketten oluşmasıdır. Her ne kadar diğer seviyeler kolay olsa da, toplamda 9 seviye olduğunu ve Çinlilerin bir oturuşta tüm seviyeleri birden yaptığını düşünürseniz, bizim gibi şehir ve kurumsal hayatın içinde olan insanların ne kadar vakit ayırabileceği merak konusu olacaktır. Ancak bu sesli düşüncem sizi yıldırmasın J.


Emei Çigong


Hastalıkların pek çoğunun özellikle omurga bozukluklarından kaynaklandığını biliriz. Emei Çigong omurganın düzeltilmesini ve buna bağlı bel, omuz, sırt bölgelerindeki rahatsızlıklarla vedalaşılmasını hedeflemektedir. Bu sayede günlük yaşam kaliteniz artacak ve sağlıklı bir hayat süreceksiniz. Emei Çigong kalbin temizliğine odaklanır ve Çi’de ustalaşmayı hedefler. Çi’de ustalaşırken diğer Çi’lerden kendinizi korumayı ve arınmayı da hedefler. Kalbe odaklanırken her türlü olumsuz duygu ve düşüncelerden arınmayı sağlayarak koşulsuz sevgi edinmemizi sağlar. İç organları sağlam ve kalbi temiz olan birine hiçbir kötülüğün etki etmeyeceğini savunur.


Hun Yuan Çigong


Çin’in en eski dövüş sanatları ustası Büyük Usta Feng Zhi Qiang tarafından kurulmuştur. Hun Yuan evrenin hareketini temsil eder. Gong Fa bu öğretinin en önemli yapı taşıdır. İçe dönüş ve Çi’nin ustalıkla kullanılması çok önemlidir, zira yaşlanıldığında el ayak tutmaz hale geliyorsa seneler boyu yapılan tüm hareketler boşuna yapılmış demektir. Bu yüzden derin bir rahatlama, zihni boşaltma ve Çi’nin ustalıkla işlenmesi ve Çi’nin yönlendirilebilmesi temel esastır. Fa Song Gong da bu formun bir parçasıdır.


Falun Dafa


Falun Dafa, beden ve zihin gelişimine yönelik bir Çigong uygulamasıdır. Falun Dafa, evrenin Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü ilkeleri ile beş takımdan oluşan huzurlu ve kolayca öğrenilebilen egzersizleri günlük yaşamla birleştirir. Egzersizlerle vücudun gelişmesini, zihinsel çalışmalarla da her sorunun üstesinden kolaylıkla gelebilmeyi amaçlar. En önemlisi ise Falun, egzersizleri yapmadığında bile kişiyi geliştirir.


Yi Jin Jing


Temel amacı kas ve tendonları güçlendirmek olan bu form, nefes koordinasyonu ile birlikte daha sağlıklı bir yaşam sunduğu gibi dayanıklılığın artmasını, esneklik kazanılmasını ve bedenin genç kalmasını sağlar.


Kasların bilinçli bir şekilde kasılıp gevşetilmesi organları, eklemleri ve meridyenleri olumlu yönde etkileyerek vücudun dengede olmasına, bedeni zehirlerden arındırmaya ve Çi’nin mükemmel şekilde akışına olanak sağlar.  Zen Budizmi’nin kurucusu olarak kabul edilen Bodhidharma ile pek çok Şaolin savaşçısı ve rahibinin bu metodu kullandığı bilinir.


Spring Forest Çigong


Usta Chunyi Lin tarafından temsil edilen yeni bir formdur. İki seviyeden oluşur. İlki kendine şifa veren ve güçlendiren hareketlerden oluşur, ikincisi ise meşhur “kesen eller” hareketi ile blokajları temizlemeye yönelik Şifa Çigong’udur.


Hareket sayısının azlığı ancak buna karşılık şifa gücünün yüksek olması hayli etkileyici yanlarından biridir. Form her şeyin enerji oluşuna odaklanır ve her hareket enerji çalışmasına yoğunlaşır. Bu form, tıbbi Çigong öğrenmek isteyenlere verdiğim eğitimlerin en kolaylarından biridir.


Çigong Ağaç Duruşu


Ağaç duruşu her Çigong formunun olmazsa olmazıdır. O kadar etkilidir ki bazı ustalar hiçbir hareket öğretmeksizin sadece bu duruşu öğretmeyi hedefler. İnanışlarına göre bu çok etkili meditasyon şekli başka hiçbir şeyi gerektirmeyecek kadar güçlü ve etkilidir. Örneğin ağaç duruşu esnasında elde edilen kan dolaşımı değerleri, 20 dakika koşu yapan birinin değerleriyle aynı çıkmaktadır. Beden-zihin-ruh üçlüsünü dengelemenin ve evrenle bir olmanın en etkili yoludur. Bu duruşu yaparken aynen ulu bir ağacın bilgeliğine erişecek, evrenden gelen bilgileri kabul edecek, ihtiyacınız olan her şeyi toprak ve evrenden bolca edineceksiniz.


Zhineng (Chi-lel) Çigong


Çin’de Çigong’un akademik seviyede yer almasına ve hastanelerde Çigong departmanlarının kurulmasına neden olan çok eski ve mucizevî bir formdur. Temsilcisi Büyük Usta Dr. Pang Ming’dir. Hem batı tıbbını hem de Geleneksel Çin tıbbını yalayıp yutmuş bir akademisyendir. Kurduğu İlaçsız Hastane denen tapınakta milyonlarca hasta hem tedavi olmuş, hem de birbirini iyileştirmiştir. Ne yazık ki büyüyen kitle karşısında Ming’i potansiyel tehdit olarak gören Çin hükümeti hastaneyi kapatmıştır. Ancak bu Çigong’un yayılmasına engel olmamıştır. 1988’de en etkili şifa yöntemi seçilmiştir.


Hatırlarsınız, videosunu paylaştığımız, 7 santimlik tümörü, başında duran uygulayıcılar tarafından 3 dakika içinde iyileştirilen hasta vardı hani. İşte o uygulayıcılar Zhineng Çigong Ustalarıdır ve benim de Türkiye’de temsilcisi olduğum ve asıl uzmanlık alanım olan form Zhineng (Chi-Lel) Çigong formudur.


Form öncelikle Çi’de ustalaşmayı, nefes tekniklerine hâkim olmayı ve hareketleri Çi’yle bezenmiş bir şekilde yapmayı gerektiriyor. Bu harekette ustalaşan kimseler kendilerini Çi ile oynayan Avatar gibi hissedebilirler. İleri seviyelerinde beden-ruh-zihin dengesi, şifa tonlamaları ve organlara özel masaj teknikleri ile Şifa Çigong’una giriş yapabilirsiniz.


Bunlardan başka daha pek çok Çigong türüne rastlayabilirsiniz. Dürüst olmam gerekirse, aklın yolu bir olduğuna göre hepsinin ulaşacağı amaç üç aşağı beş yukarı aynıdır. Beden-ruh-zihin dengesini kurmak, bedenen güçlenmek ve şifa bulmak, zihni boşaltmak, ruhu dinginleştirmek, nefesinizi düzene sokmak ve Çi’nin efendisi olmak… Gerisi sizin seçtiğiniz forma ne kadar vakit ayırdığınız ve sebat ettiğinizle alakalıdır.

Çigong ve Reiki




Öğrenci adayları genellikle şu soruyu soruyor: “Çigong mu, Reiki mi?”


Buna cevap vermek zor. Cevap vermeye çalışan ancak kendi fikirlerini söyleyebilir. Doğru olan ise içtenlikle uygulanan her şifa amacına ulaşır, ismi cismi önemli değildir, gerisi ise egodur. Senin, benim, onun egosu… Hepimiz insanız ve egolarımızla yaşıyoruz. Güzel olan ise egolarımıza rağmen şifanın işliyor olması.


Bu iki öğretinin en büyük ortak noktası, Çin tarafında telafuz edilen Çi ile Japon kanadında telafuz edilen Ki’nin aynı şey olması. Yani ikisi de yaşam enerjisini temsil ediyor. İkisi de en saf ve içten haliyle evrenden gelen enerjinin iyi amaçlar uğruna kullanılmasını gerektiriyor.








Peki Çigong ile Reiki’nin farkları neler?


En büyük fark geçmişe uzanan tarihlerinden geliyor. Çigong yaklaşık beş bin senelik bir geçmişe dayalı iken Reiki’nin sadece iki yüzyıllık bir geçmişi var. Çigong hanedanlık sınırları içinde büyük bir titizlilikle korunmuş ve kayıtlara geçirilmişken, Reiki batının elinde, kendi yorumlarını katan ve ticari yaklaşımlar sergileyen ustalar tarafından bir hayli dejenere edilmiş.


Reiki yaparken, evrensel enerjinin kullanımı esnasında uygulayıcı sadece bir kanal vazifesi görür. Enerji sizden akar, gideceği yeri kendi bilir. Size sadece enerjiyi çağırmak kalır. Çok basittir ve aslında çok da etkilidir. Bir gün bile sürmeyen, birkaç saatlik, hatta uzaktan uyumlama ile birkaç dakikalık çalışma sonucu size sertifika veren kişiler bulabilirsiniz. Para Reikisi’nden Melek Reikisi’ne kadar bir dolu türüne de rastlayabilirsiniz. Ve tabi yüklüce miktarda da ücret ödersiniz. Yaptığınız uygulamalar sizin pratik gücünüze ve inancınıza kalmış durumda. Çoğu zaman da alanın plasebosuna… Uygulama yaparken elleri ısınanlar olabilir, şifa alan da kendi vücudunda sıcaklıklar hissedebilir. Her iki taraf da hiçbir şey hissetmeyebilir, ama enerji her halükarda akar. Yeter ki içten bir şekilde çağırılsın.


Kanal olmanız açısından şifa veren kişi için Reiki çok zararsızdır. Zira doğuştan şifa verme yeteneği olduğuna inanan  pek çok şifacı, enerjiyi doğru kullanmadığı için, depolamayı ve topraklamayı usulüne göre yapmadığı için kendi enerjisini tüketip her şifa sonrası yorgun düşmekte, günde pek az hastaya bakabilmekte ve hatta bunların çoğu erken yaşta aramızdan ayrılmaktadır. Sadece kanal olmayı başaran, kendine ve hastaya karşı objektif ve nötr olmayı başarabilen şifacılar ise günde onlarca hastaya bakabilir ve şifa verdikleri esnada üzerlerinden akan enerji sayesinde kendileri de şifadan nasiplenebilirler. Yani enerjilerinin düşmesi bir yana, daha da enerjik olabilirler. Ancak dediğim gibi bunun için sadece ve sadece, en saf ve içten halinizle, objektif bir şekilde şifaya, yani akan enerjiye kanal olmalısınız.





Çigong’da ise durum farklıdır. Uzun süren eğitimler ve pratikler sonucu ustalaşmak esastır. En önemlisi de enerji ustası olmanızdır. Gong kelimesi zaten bir işte sebat ederek, uzun süren pratikler sonucu ustalaşmaktır. Çigong da bu bağlamda yaşam enerjisini ustalıkla kullanma sanatıdır. Evrenden gelen enerjiyi yönlendirmek, ona şekil vermek, depolamak sizin elinizdedir. Beden, zihin ve ruh üçlüsü arasında denge, disiplin ve ahenk kurmanız önemlidir.  Tıbbi Çigong ustası olabilmek seneler süren, sebat üzerine kurulu çalışmaları gerektirir. Çigong’un Reiki’ye göre daha elle tutulur, akademik çalışmalara dayalı sonuçları vardır. Çin’de yüzyılın en etkili şifa tekniği olarak seçilmiş, Çin’in en büyük devlet hastanesi olan Pekin Hastanesinde ve pek çok yerde Çigong Departmanları kurulmuştur. Üniversitelerde dal olarak okutulmaktadır. Şimdiye dek bozulmadan korunmasının yegâne nedeni, asırlar boyunca sadece hanedanlık sınırları içinde gizli öğreti olarak kullanılması ve kendi halkından bile uzak tutulması olmuş. Çinli generaller Çigong sayesinde askerlerini hastalıklara karşı dayanıklı, yenilmez; kendilerini ise ölümsüz yapabilmişlerdir. Tapınak şövalyeleri ya da koruyucuları, yüzyıllarca sağlıklı bir şekilde yaşamanın formüllerini bulmuşlardır. Henüz bu yüzyılın başında halka açılan Çigong, hızla Çin geneline yayılmış, batıyla tanışması ise 90′lı yıllara denk gelmiştir.


Çigong eğitimleri esnasında sizlere en detaylı ve disipliner şekilde enerji ve meridyen sistemleri, hastalıkların oluşumu, hücrelerin titreşimleri, yerçekimi, duruş teknikleri, ağaç duruşu meditasyonu, enerji kullanımı esnasında ve enerjide ustalaşmak için kullanacağınız nefes teknikleri, organları güçlendirme yolları, tüm vücudu A’dan Z’ye şifalandırma yöntemleri, hücrelerin titreşimlerini artıracak şifa tonlamaları, kendi kendinize ve başkasına uygulayabileceğiniz şifa masajı ve Çigong’dan türemiş olan ve savaş sanatı halini almış ve hareketli meditasyon adını alan Taichi ile entegre daha güçlü ve estetik hareketler gösterilmektedir. Sadece güç ve şifa hareketlerini yaparak, sabahın erken saatlerinde parkları dolduran yüzlerce insan, bu mucizevî öğreti sayesinde şifa bulmakta ve yaşlanmayı geciktirmektedir.


Çigong’da eksik bilgilendirme önemli bir yer tutar. Pek çok insan sadece sabah egzersizleri şeklinde yapılan bir spor türü gibi algılayabiliyor. Her öğretide olduğu gibi bu öğretinin de işinin ehli ve yukarıda saydığım detaylı bilgilere vakıf olan ve usta-çırak ilişkisini kurup devam ettirebileceğiniz ustalardan alınmasını tavsiye ederim. Sadece hareketler bile tek başına şifa doludur, ama Çigong’da yol kat etmek ve ustalaşmak istiyorsanız size daha ötesini verebilecek kişileri bulmanız en hayırlısı olacaktır.





Reiki’nin kurucusu Usui de uzun arayışları sonucu Çigong ile tanışmış ve Budist ustalardan çok etkilenmiş, uzun süre onlardan eğitim almıştır. Ancak sadece bedene şifa vermekte inat edince, Çigong ustası rahipler sadece bedenin değil, zihnin ve ruhun da şifa bulması gerektiğini söylemişlerdir. Uzun bir süre buna inanmamakta inat etmiştir. Reiki mucizesiyle tanışıp şifa vermeye başlayınca, kendini geliştirmek için bir dilenci kasabasına yerleşmiş, buradaki evsizlere ve dilencilere şifa vermeye başlamıştır. Çok da başarılı olmuştur. Ancak iyileşen dilencilerin ilk iş olarak hemen çalıp çırpmaya döndüğünü görüp Budist ustalara hak vermiş ve sadece bedene değil, ruha da şifa vermenin gereğini anlamıştır.


Reiki’nin dezavantajı batıyla çok çabuk tanışmak olmuş. Okuduğum her Reiki kitabında, “Şu sembol böyle kullanılmış ama BANA göre daha basit ve etkili olan şu sembol kullanılmalı”, “Uyumlama şu şekilde yapılmış ama biz onu bu şekilde yapıyoruz” diyenlere, hatta lütfedip daha önceki yöntemlerden bahsetmeye bile tenezzül etmeyip sanki kendi fikri en esas bilgiymiş gibi davranan bir dolu Öğreti Çöplüğü yazarına rastlayabilirsiniz. Bu yüzden Reiki alacak olursanız, bunu ticari kaygıyla yapmayan ve tamamen en geleneksel haliyle size sunan ustaları tercih etmeniz hayrınıza olacaktır.


Pek çok eğitimci, Reiki seviyelerini peş peşe hatta iki seviyeyi aynı gün vermektedir. Doğrusu ise özellikle birinci seviyeyi aldıktan sonra, ilk defa enerji ile tanışacak olan kişiye bu enerjiyle uyumlanması, ona alışması ve uyumlanma sürecinde yaşayacaklarını deneyimlesi için gerekli sürenin tanınmasıdır. Alınan her seviyenin kendi içinde ayrı bir deneyimleme şekli olduğu için de her seviyeden sonra, bir sonrakine geçmeden belli bir süre geçmesi herkesin hayrına olacaktır. Özellikle ikinci seviyede sembollerle yeni tanışan kişinin, bunları uygulama ve pratik yapmak, bunları yaparken de belli deneyimleri yaşama fırsatı bulmak açısından zamana ihtiyacı vardır. Yoksa bütün uyumlamaları yapıp ortalığa Reiki Master’lar salmak çok kolaydır. Zaman derken, iki seviye arasına kimisi 3 ay, 5 ay koyuyor, kimisi seneler… O süreyi bekleyen gidip bir üst seviyeyi alıyor. Bu da doğru değil. Zira o zaman içinde hiçbir pratik yapmamış, kendi ya da başkaları üzerinde çalışma yapmamış, deneyim yaşamamış kişi elini kolunu sallayarak daha üst seviye için sertifikasını almış oluyor. Zaman yerine pratik yapma ve belli sayıda insana şifa verme kotası koyan ustalar belki de en doğrusunu yapıyorlar.





Çigong, eğitimi alan kişi ile ustası arasında ciddi bir bağ kurabilmektedir. Usta-çırak ilişkisine dayalı bu bağda saygı ve sevgi çok önemli yer tutar. Bu ilişki uzun yıllar sürer. Çünkü usta da öğrenme sürecine devam eder ve öğrendiği her şeyi sizinle paylaşır. Reiki de ise usta sadece el veren, uyumlama yapıp seviyeni yükselten ve bir daha işim olmaz diyeceğin, sertifika almak amaçlı kullanılan otoriter bir figürden ibarettir. Bunun bu noktaya gelmesine sebep ise her şeyi öğreti çöplüğüne döndüren ve öğretilere ticari kaygı yükleyen batı medeniyetidir.


Gelen sorulardan biri de şu: “Reiki Çigong’la entegre şekilde kullanılabilir mi? Ben Çigong yaparken Reiki sembolleri kullansam daha etkili olur mu?”


Genellikle cevabım şu oluyor: “Bu kapıdan girerken Reiki’ni dışarda bırak”. Bu, Reiki’yle bir alıp veremediğim olduğu için değil, her öğretide geçerli olan bir şey olduğu için. Herhangi bir Çigong formunu öğrendikten sonra, daha üst bir Çigong formu öğrenmeye gittiğinizde bile ustanızın size söyleyeceği ilk şey: “Şimdiye dek öğrendiklerini unut” olacaktır. Bir öğretinin enerjisi ve titreşimleri başka bir öğretinin enerji seviyesini alçaltabilir. Daha yüksek titreşimler edinmek istiyorsanız, düşünülenin aksine, entegrasyon yerine her öğretiye sıfırdan, onun saf enerjisiyle başlamanız doğru olacaktır. Titreşimlerinizi artırmak için gereken en önemli şey zihninizi boşaltmaktır. Bu da BIRAKMAK ile gerçekleşir. Bıraktığınız ve nötr olduğunuz zaman elde edemeyeceğiniz hiçbir şey yoktur.





Usta diye bulduğunuz kişi size türlü gösteriler sunabilir. Kaşık bükebilir, cisimleri oynatabilir, tek dokunuşuyla şifa verebilir, elleri cayır cayır yanabilir, ancak tüm bunlara sahip olduğu halde ustalıkla alakası olmayan pek çok insan da karşınıza çıkabilir. Bazen de ustası kaşık bükemediği halde aldığı eğitim o kadar kalitelidir ki öğrencisi kaşık bükmeye başlar. Usta mütevazı bir şekilde bundan gurur duyar. İster Reiki, ister Çigong olsun, arayışlarınızda mütevazı, sabırlı, nazik, güven verici, bilgi sahibi, öğrenme sürecini devam ettiren ve kendine saklamayıp bilgiyi en disipliner şekilde sizinle paylaşan, temiz bilgi sunan, bu işe senelerini vermiş, sebat etmiş, deneyimli bir usta bulmanızı temenni ederim.


Bu arada aynı zamanda bir Reiki Hocasıyım. Sayısız kez Reiki kullanarak şifa verdim diyebilirim. Uzun süren seneler boyunca, Reiki eğitimi aldığım hocam da aynen yukarıda bahsettiğim özelliklere sahip çok donanımlı, çok değerli bir hocadır. Çigong ise tanıştığım en mucizevî ve etkili şifa tekniği. Çigong’u insanlara tanıtmak ve faydalandıklarını görmek beni en mutlu eden şey oldu. Çinli Çigong hocalarımın ise hepsi birbirinden değerli ustalardır. Kimisine yaşayan efsane diyebilirim.


Yukarıdaki gibi hocalardan birini bulduğunuzda ona sıkı sıkıya sarılın. Sebat edin ve aynı sabrı, çalışkanlığı, nezaketi gösterin. Bilgiyi hazmederek alın. Ustalık yolunda emin adımlarla ilerleyin.


Tüm hücreleriniz yaşam enerjisi ile dolsun…